Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/785 E. 2019/726 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/785
KARAR NO : 2019/726
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I-Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK’nin 148/1. maddesinde düzenlenen yağma suçu 6 yıldan-10 yıla kadar hapis cezasını gerektirecek şekilde yaptırıma bağlanmıştır.
Temel cezasının belirlenmesine ilişkin ilkeler ise 5237 sayılı TCK’nin 61/1. maddesinde;
Hakim somut olayda;
1-Suçun işleniş biçimi,
2- Suçun işlenmesinde kullanılan araçlar,
3- Suçun işlendiği zaman ve yer,
4- Suçun konusunun önem ve değeri,
5- Meydana gelen zarar ile tehlikenin ağırlığı,
6- Failin kasıt veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı,
7- Failin güttüğü amaç ve saik,
Göz önünde bulundurularak ”İşlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı oranında temel cezayı belirler” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nin ”… ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki ”Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbiri hükmolunur” biçimindeki düzenleme ile de; işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbiri arasında ”Orantı” bulunması gerektiğini vurgulanmıştır.
Kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir.
Hal böyle olunca;
Hakimin temel cezayı belirlerken, dayandığı gerekçe TCK’nin 61/1. maddesine uygun olarak dosyaya yansıyan bilgi ve belgeleri isabetli değerlendirdiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır.
Bu açıklama ışığında; Avukat olan mağdur …’in, müvekkili …’in alacaklı olduğu sanık … hakkında başlattığı icra takibi nedeniyle haciz işlemi uygulattığı bir kısım malların cebri icra yoluyla satışına katılmak için önceden belirlenen tarih ve zamanda icra müdürlüğüne gelerek satış saatini beklemeye başladığı sırada, sanık …’ın yanına gelerek “Avukatsın yazık olacak” şeklinde sözler sarf ettiği, mağdurun talebi üzerine gelen polislerce sanığın mağdurun yanından uzaklaştırıldığı, ihaleden sonra polis merkezine giderek şikayetçi olan mağdur yanında tanıklar … ve … ile birlikte taksiye binip şehir merkezine doğru hareket ettikleri, sinyal lambalarında kırmızı ışık nedeniyle durmaları üzerine sanığın, mağdurun kapısını açıp boğazına sarılarak “Tabancan nerde tabancı çıkart” dediği, mağdurun taksi şoförüne “Gaza bas demesi” ile taksinin hareket ettiği, sanığın mağdurun bulunduğu aracı takibi sürdürdüğü, mağdurun bulunduğu ticari taksinin yolu kapatan bir araç nedeniyle durması üzerine mağdurun taksiden inip koşarak bir taksiye bindiği, arkasından yetişen sanık …’ın taksinin kapısını açıp mağdurun kravatından tutup “Aşağıya in seninle görüşeceğiz” diyerek çekmeye başladığı ve mağdurun içinde para bulunan çantasını alarak olay yerinden kaçtığı, mağdurun olaydan hemen sonra polis merkezine giderek şikayetçi olduğu ve olay saatinden çok sonra polis merkezine gelerek teslim olan sanığın suça konu çanta ve paranın mağdura teslimini sağlaması şeklinde gelişen, somut olay yeniden değerlendirildiğinde; TCK’nin 148/1. maddesinin 1. fıkrası kapsamında yağma suçunu işleyen sanık hakkında …, hak ve nesafet kuralları ve 5237 sayılı TCK’nin 3/1. maddesinde düzenlenen “Orantılılık” ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde yerinde ve yeterli olmayacak gerekçe ile temel cezanın en üst hadden tayini,
II-Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nin 53/1.maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.02.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.