Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/678 E. 2020/2754 K. 15.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/678
KARAR NO : 2020/2754
KARAR TARİHİ : 15.09.2020

MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Hükmün açıklanması; mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık … hakkında yağma suçundan 765 sayılı TCK’nin 497/1, 522, 55/3, 40. maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2008 gün, 2005/3324 esas ve 2008/196 sayılı kararıyla 5237 sayılı TCK 149/1-c-h, 168/3, 31/3, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasına dair hükmün CMK’nin 231/5. madde uygulamasıyla Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiği, bu kararın itiraz edilmeksizin 05.01.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Sanığın, öngörülen (3) yıllık denetim süresi içerisinde, 26.04.2009 tarihinde hırsızlık ve mala zarar verme suçunu işlemesi sebebiyle hakkında, Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/448 Esas ve 2011/297 Karar sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde sanığın hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nin 142/1-b, 35. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve mala zarar verme suçundan TCK 151 maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, 3 yıllık denetim süresi içerisinde, kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle de evvelce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında, mahkemesine ihbarda bulunulduğu, bu kararın da usulüne uygun olarak 01.04.2014 tarihinde kesinleştiği, Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2016 gün, 2015/320 esas ve 2016/112 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verilmiştir. İşbu kararın sanık savunmanı tarafından temyizi üzerine yapılan incelemesinde;
Sanığın eylemine uyan ve zamanaşımı bakımından daha lehe hükümler içeren 5237 sayılı TCK’nin 149/1-c, h maddeleri kapsamına giren yağma suçunun, aynı Yasanın 66/1-d maddesi uyarınca 15 yıllık dava zamanaşımına tabi olduğu ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise; fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hakkında bu sürenin üçte ikisinin geçmesiyle kamu davasının düşeceği öngörülmüştür.
Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulunun 01.03.2016 tarih, 2015/3-599 esas, 2016/99 karar sayılı ilamında da; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin davalarda dava zamanaşımı süresinin ne zaman duracağı ve ne zaman işlemeye başlayacağını tartışmıştır. Anılan kararda; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar” hükmüne yer verilmiştir.
Olayımızda, sanık …’ın eylemine uyan yağma suçunun TCK’nin 66/1-d maddesi uyarınca 15 yıllık dava zamanaşımına tabi olduğu, aynı maddenin 2. fıkrasına göre de 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkındaki dava zamanaşımının bu sürenin üçte ikisi olan 10 yıllık süreye karşılık geldiği, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca da dava zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı halinde bu sürenin 15 yıla kadar uzayacağı, bu duruma göre; suçun işlendiği 18.08.2002 tarihinde başlayan dava zamanaşımı süresinin 18.08.2017 tarihinde dolduğu, ancak Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kurulunun anılan kararı nazara alındığında, sanık hakkında verilen ‘Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’ ilişkin kararın kesinleştiği 05.01.2009 tarihi ile 2. suçu işlediği 26.04.2009 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin 3 ay 21 süreyle durduğunun kabulü gerektiği, bu sürenin olağanüstü zamanaşımı süresine eklenmesi halinde sanık hakkında açılmış bulunan kamu davasının 09.12.2017 tarihinde, zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır.
Dava zamanaşımının inceleme tarihinden önce dolmuş olması, bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 15.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.