Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/3888 E. 2019/212 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3888
KARAR NO : 2019/212
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

Sanık … hakkında Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2006 tarihli iddianamesiyle açılan kamu davasında, Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/03/2007 tarih ve 2006/385 Esas, 2007/113 Karar sayılı hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararına, savunması talimatla alınan sanığın haberdar olmadığı savunmanı tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine, Dairemizin 25.02.2013 tarih, 2010/5686 Esas, 2013/3009 Karar sayılı kararı ile, CMK’nin 150. maddesi ve Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 tarih, 2008/9-7-56, 21.12.2010 tarih, 2010/11-251-267 ve 20.03.2012 gün, 2011/6-235-2012/110 Esas ve Karar sayılı kararları gereğince sanığa meşruhatlı tebligat yapılması için dosyanın iadesine karar verildiği, sanığın talimatla alınan ifadesinde bildirdiği adresi yerine mernis kaydında görünen adresine tebligat yapıldığı, Dairemizin 30/09/2013 tarih, 2013/18366 Esas, 2013/18473 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, sanığın onanan kararın infazı nedeniyle alındığı cezaevinden yazdığı dilekçe ile karardan daha önce haberdar olmadığını ve kararı temyiz etmek istediğini bildirdiği, bu dilekçe üzerine Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2014 tarih, 2006/385 esas ve 2007/113 karar sayılı ek kararı ile istemin reddine karar verildiği, sanığın ek kararı temyizi üzerine Dairemize gelen dosya ve eklerinin incelenmesi sırasında, zorunlu savunmanının temyiz talebinden haberdar edilmesi amacıyla mernis adresine yapılan tebligat parçasında bulunan sanık imzasının soruşturma aşamalarındaki imzasıyla açık uyuşmazlık taşıdığının ve sanığın temyiz dilekçelerinde, kararın verildiği tarihte askerde olduğunu, haberdar olmadığı avukatının yaptığı işlemleri kabul etmediğini, temyiz hakkının kendisine verilmesini istediğinin anlaşılması üzerine, Dairemizin 22.11.2018 tarih ve 2016/4445 Esas, 2018/7305 Karar sayılı kararı ile konunun aynen yazılmak suretiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/12/2018 gün, 13-2014/101958 sayılı yazıları ile de itiraza konu edildiği görülmekle, Dairemize gönderilen dosya okunarak gereği düşünüldü.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
5271 sayılı CMK’nın 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/12/2018 gün ve 13-2014/101958 sayılı yazılarında özetle,

Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; Kütahya il merkezi, tren istasyonunda büfe işleten müştekinin saat 19.00 sularında işyerini kapatıp evine gittikten sonra 04.00 sularında bir şahsın büfenin kapısına gelerek elindeki aletlerle kapıyı açmaya çalıştığının ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekiplerince sanığın kaçarken yakalandığı ve hakkında kamu davası açılarak 23/03/2007 tarihli hüküm ile mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu mahkumiyet hükmüne karşı sanığın haberdar olmadığı müdafii tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yüksek 6. Ceza Dairesi, öncelikle sanığa temyize muvafakat verip vermediği hususunda tebligat yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için TEVDİİ kararı vermiş ancak bu tevdi kararı üzerine mahalline gönderilen dosyada, bu konudaki tebligat, sanığın savunması alınırken bildirdiği … adresi yerine mernis adresi olan … adresine çıkarılarak iade edilmiştir. İade kararı üzerine de Yüksek 6.Ceza Dairesi müdafiinin temyizini inceleyerek hükmü onamıştır.
Sanığın daha sonra durumdan haberdar olması üzerine atanan müdafiiyi ve bu müdafiinin adına yaptığı temyizi kabul etmediğini açıkça ifade etmesi karşısında, temyizin esasen bir dava olması ve yetki ve hakkı bulunanlarca yapılması gerektiğinden rıza gösterilmeyen ve haberdar olunmayan müdafiinin temyizi üzerine verilen onama kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18/03/2008 tarih, 2008/9-7-56 esas, 2011/6-235 esas sayılı kararlarında da belirtildiği şekilde hukuki dayanaktan yoksun kalmıştır.
Bu sebeplerle; sanığın üzerine atılı suç sebebiyle verilen mahkumiyet kararının mevcut haliyle onanmasına yasal imkan bulunmadığı düşüncesiyle onama kararına karşı itiraz zorunluluğu doğduğu, bu nedenle Dairemiz onama kararının kaldırılarak sanığın 13/02/2014 tarihli dilekçesinin temyiz istemi olarak kabul edilmek suretiyle önceki tebliğname doğrultusunda karar verilmesi talep ve düşüncesi ile itiraz yasa yoluna başvurulduğu belirtilmiştir.
Yukarıda izah olduğu üzere;

1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ KABULÜNE,
2) Dairemizin 30/09/2013 tarih, 2013/18366 Esas, 2013/18473 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

3) Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Temyiz talebinin reddine ilişkin 20/02/2014 tarih ve 2006/385 Esas, 2007/113 sayılı ek kararın kaldırılması suretiyle yapılan incelemede;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, sanık …’ın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, itiraza uygun olarak 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.