Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/3832 E. 2019/724 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3832
KARAR NO : 2019/724
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

Hükümlü … hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı TCK’nin 149/1-a-c-h, 168/3 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 10 gün hapis cezası ile … 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.07.2006 gün ve 2005/457 Esas, 2006/257 Karar sayılı hükmüne karşı “Suçtan meydana gelen zararın soruşturma aşamasında giderildiği ve sanığın etkin pişmanlık gösterdiği nazara alındığında, 5237 sayılı Kanunun 168/3. maddesi gereğince sanığın cezasından yarı oranında indirim yapılması gerekirken 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunmasında isabet görülmemiştir.” bahsiyle … Bakanlığının 27.09.2018 gün ve 94660652-105-06-12300-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2018 gün ve 2018/79864 sayılı ihbar yazısına istinaden Dairemizin 12.11.2018 gün, 2018/3490 Esas, 2018/6775 sayılı bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.12.2018 gün ve KD-2018/79864 sayılı yazısı ile;
“İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; … 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, daha az ceza verilmesi gerekliliğinden bahseden ihbarname içeriği yerinde görülerek kanun yararına bozulması halinde, bozmanın 5271 sayılı CMK’nin “309/4-d” maddesine göre yapılıp yapılmayacağına, başka bir ifadeyle bozma nedenine göre sanık hakkında daha az ceza verilmesi gerektiği de nazara alındığında, lehe olan cezanın Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi verileceğinin belirlenmesine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hâkim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. 5271 sayılı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle “Karar” ve “Hüküm” ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkûmiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
Bozma nedenleri; 5271 sayılı CMK’nin 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir. Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır. Davanın esasını çözen mahkumiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise anılan fıkranın (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, “Tekriri muhakeme” yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
5271 sayılı CMK’nin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde cezanın kaldırılmasına karar verilecek, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi durumunda ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, bozma konusu yapılan kararın yerine verilmesi gereken karar, doğrudan ilgili daire tarafından verilecektir. Özel Dairece, yeniden yargılama yasağı olduğu halde, daha az cezaya hükmedilmeyip ya da ceza kaldırılmayıp, hukuka aykırılığın giderilmesinin yerel mahkemeye bırakılması halinde, bu aşamada yerel mahkemenin vereceği karar yok hükmünde olacağından, hükümlü lehine sonuç doğuracak olan hukuka aykırılık da yasal olarak giderilmemiş olacaktır.
Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.06.2006 gün ve 151-157, 13.02.2007 gün ve 349-35, 18.09.2007 gün ve 186-178, 13.05.2008 gün ve 84-111 ile 14.04.2009 gün ve 75-101 sayılı kararlarında da, mahkûmiyet hükümleri yönünden verilen kararların, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi kapsamında kaldığı kabul edilerek, hukuka aykırılıkların bizzat Özel Dairelerce giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış, benzer bir dosyada inceleme yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesi tarafından 16.01.2009 tarihli 2008/35500 esas, 2009/87 karar sayılı ilamında kovuşturma başlamadan zararın tamamını gideren sanığa verilen cezadan TCK’nin 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğini belirledikten sonra CMK’nin 309/4-d maddesi uyarınca yeni bir cezaya hükmolunmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; … 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünü inceleyen Yüksek Dairece, daha az ceza verilmesi gerektiğini belirten kanun yararına bozma talebi kabul edildiğinden ve bu aşamada sirayet mümkün görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesinin doğrudan hükmetmesi gerekmektedir. Yüksek Dairece yeni bir hüküm kurulmadan, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi Kanuna aykırı görüldüğünden, 5271 sayılı CMK’nin 308. maddesi uyarınca olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.” gerekçesi ile itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

1-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlü … hakkında itirazının KABULÜNE,

2-) Dairemizin 12.11.2018 gün ve 2018/3490 Esas, 2018/6775 sayılı sanık … hakkındaki ilamının KALDIRILMASINA,

3-) 5271 sayılı Yasanın 309/4-d maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, yağma suçundan hükümlü … hakkında … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2006 gün, 2005/457 Esas, 2006/257 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nin 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, hükümlü … hakkında 5237 sayılı TCK’nin 149/1. maddesinin 1. fıkrasının (a-c-h) bentleriyle belirlenen 10 yıl hapis cezasının aynı Yasasının 168/3. maddesinin 3. fıkrası gereğince 1/2 oranında indirim yapılarak 5 yıla, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 haddinden indirim uygulanarak 4 yıl 2 aya indirilmesine, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.