Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/3756 E. 2019/213 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3756
KARAR NO : 2019/213
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

Yağma suçundan sanık …’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 497/1, 59/2, 81/1, 71. maddeleri gereğince iki kez 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/03/2002 gün 2001/61-2002/49 sayılı kararının, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 06.05.2003 gün 2002/16843-2003/2787 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, 5237 sayılı TCK’nin 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine dava dosyasını resen ele alan anılan mahkemece duruşma açılmaksızın dosyadaki belgeler incelenerek 20.09.2005 gün 2005/283–2005/366 sayılı kararın verildiği, anılan bu kararın sanık … yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği;

Aynı karar ile hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanık… savunmanı tarafından kararın temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 10.02.2014 gün 2011/23416-201471676 sayılı kararı ile hükmün bozulduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2014 gün 2011/6299 ilamat sayılı yazısı ile hakkındaki hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşen sanık … hakkında bozma kararı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılması talebi üzerine, … 1. Ağır Ceza Mahkemesince, kesinleşmiş olup varlığını korumakta olan 20.09.2005 günlü karar hukuki yol ve yöntemlerle ortadan kaldırılmaksızın dosya yeniden ele alınıp duruşma açılarak, duruşmasız olarak verilmiş olan 20.09.2005 tarihli kararın Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararı doğrultusunda yok hükmünde olduğu, bu itibarla yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmek suretiyle bu defa 26.03.2014 gün 2014/100-2014/114 sayılı kararın verildiği; bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine infaz aşamasında mahkemenin 15.08.2018 tarihli kanun yararına bozma talepli yazısının gereği için … Bakanlığının 20/11/2018 gün ve 94660652-105-10-12304-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2018 gün ve KYB/2018/95239 sayılı ihbar yazısı ile dosya Dairemize gönderilmekle incelendi;
Anılan Yazıda;
“… Ağır Ceza Mahkemesinin 20/09/2005 tarihli kararının aynı suçtan mahkumiyetine karar verilen diğer sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 10/02/2014 tarihli ve 2011/23416 esas, 2014/1676 sayılı kararı ile bozulduğu ve yeniden yapılan yargılama sonucunda kararı temyiz etmeyen sanık …’ın da mahkumiyetine dair … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2014 tarihli ve 2014/100 esas, 2014/114 sayılı kararının yok hükmünde olduğu düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu, mahkemece kesinleşen önceki hükümde sübut kabul edilen eylem yönünden gerekçeleri de belirtilerek somut olarak değerlendirilmesi gerekliliği karşısında, uyarlama yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden evrak üzerinden karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması” Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden KABULÜ ile, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/09/2005 tarihli ve 2005/283 esas, 2005/366 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.