Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/3672 E. 2020/5004 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3672
KARAR NO : 2020/5004
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanıklar … ile … hakkında, katılan … ve yakınan …’a yönelik yağma suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar …, … ve … hakkında, yakınan …’a yönelik yağma suçundan kurulan hüküm ile sanıklar …, … ve … hakkında, yakınan … ile mağdur …’a yönelik alacağı tahsil amacıyla tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Adlî sicil kaydına göre, tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesinin uygulanmaması ve sanıklar …, … ile …’nın yakınan … ve mağdur …’a yönelik alacağı tahsil amacıyla tehdit suçunun mağdur ve yakınan sayısınca oluştuğunun gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler kurulunun takdirine göre, suçların
sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasa’nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usûl ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 8. maddesi gereğince; sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretlerinin sanıklar …, …, …, … ve …’dan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, … ve … müdafii ile sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından sanıklar …, …, …, … ve … ile ilgili yargılama giderlerine ilişkin bölümler çıkartılarak, yerine “Sanık …’nın yapılmasına sebebiyet verdiği posta ve tebligat giderinden ibaret 105 TL yargılama giderinin sanık …’dan tahsiline, sanık …’in yapılmasına sebebiyet verdiği posta ve tebligat giderinden ibaret 104,5 TL yargılama giderinin sanık …’den tahsiline, sanık …’nın yapılmasına sebebiyet verdiği posta ve tebligat giderinden ibaret 105 TL yargılama giderinin sanık …’dan tahsiline, sanık …’in yapılmasına sebebiyet verdiği posta ve tebligat giderinden ibaret 105 TL yargılama giderinin sanık …’den tahsiline, sanık …’nın yapılmasına sebebiyet verdiği yargılama giderinin 6183 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde belirlenen 20,00 TL’den az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 324/4. maddesi gereğince Devlet Hazinesine yükletilmesine” tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri eleştiriler dışında usûl ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanık … hakkında, yakınan …’a yönelik yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Sanığın tüm aşamalarda atılı suçu işlemediğini beyan ettiği, yakınanın da sanığı teşhis edemediği dikkate alındığında, sanığın mesul müdürü olduğu iş yerinde olay sırasında bulunmasının tek başına diğer sanıkların yakınana yönelik yağma eylemine iştirak ettiğinin kanıtı olamayacağı gözetilmeyerek; sanık …’ın atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.