Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/3484 E. 2020/1740 K. 08.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3484
KARAR NO : 2020/1740
KARAR TARİHİ : 08.06.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Sanık hakkında TCK’nin 149/1-a, 168/3-1, CMUK’un 141/1, 168, 58, 53/1. maddeleri gereğince 6 ay hapis, mükerrirlik ve hak yoksunluğu

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Cezanın aleyhe değiştirmeme yasağı; öğreti ve uygulamada “Temyiz davası yalnızca sanık veya müdafii ya da sanık lehine Cumhuriyet Savcısı veya sanığın eşi ya da yasal temsilcisi tarafından açıldığında hükümde yaptırım türü ve ağırlığı bakımından sonucu sanığın aleyhine düzenlemeler yapılmaması veya kurulacak yeni hükümdeki cezanın sanığın aleyhine ilk hükümden daha ağır olmaması şeklinde tanımlanmaktadır. 1412 sayılı CMUK’un 326. (5271 sayılı CMK’nin 307.) maddesinde bu düzenlemeye yer verilmiştir. Aleyhe değiştirmeme yasağı ‘Cezalar’ ile sınırlıdır, buradaki anlatılan uygulama … değil ‘Netice cezadır’.
Bu açıklama ışığında somut dosyamıza gelince;
Sanık … hakkında, mağdur …’ya karşı eyleminden dolayı TCK. 142/2.b, 86/2, 58, 63, 53. maddeleri ile cezalandırılması istemi ile Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde 5237 sayılı TCK’nin 141/1, 168. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, anılan karara karşı sanık savunmanınca açılan temyiz davası üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 22. Ceza Dairesince 16.06.2016 tarihli karar ile “Mağdurun aşamalarda birbirini doğrulayan ifadelerinde, sanığın almak istediği malı almaktan vazgeçmesi üzerine, 180.00 TL vermesi gerektiği halde 140.00 TL verdiğini farkettiğini, bunun üzerine sanığa paranın eksik olduğunu söylediğini, aralarında başlayan ve devam eden tartışma neticesinde sanığın tezgahtan 50 metre kadar uzaklaştığını kendisinin de sanığı kesintisiz olarak takip ederek gitmesini engellemek maksadıyla tuttuğu esnada sanığın kendisine elindeki poşette yer alan sert bir cisimle vurduğunu beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin sübutu halinde yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları tartışma ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması” gerekçesi ile bozulmasına, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi gereğince ceza süresi bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararı verilerek dosya İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesince ele alındığı ve 05.06.2018 günlü karar ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 149/1-a, 168/3-1. maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, devamla “Sanık hakkında neticeten 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, CMK 326-son maddesi gereğince kazanılmış hak olarak önceki verilen cezadan çok olamayacağından TCK 141/1 gereğince suçun işleniş biçimi, şekli yeri zamanı, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözönüne alınarak uslandırıcı etkisi nedeniyle alt sınırdan ceza tayini yoluna gidilerek 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nin 168 gereğince soruşturma zararı giderildiğinden 1/2 indirim yapılmakla 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” şeklinde hüküm kurularak, kazanılmış hak müessesesine yanlış anlam yükletilerek, sanık hakkında hırsızlık suçundan yapılan yargılama sonucunda, eylemin yağma suçu olarak nitelendirilmesi karşısında, yağma suçundan hüküm kurulup, CMUK’un 326/son maddesi gereğince netice cezanın ilk hükümle verilen ceza miktarı olarak belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamalara neden olacak şekilde hüküm kurulması,
2- 15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin yeniden gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza süresi açısından kazanılmış hakkın korunmasına, 08/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.