Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/2682 E. 2020/2832 K. 17.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2682
KARAR NO : 2020/2832
KARAR TARİHİ : 17.09.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Bölge Adliye Mahkemeleri’nin 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun Geçici 2’nci maddesi uyarınca, Resmî Gazete’de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, “Kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun 322’nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326’ncı maddeleri uygulanacağı…” hususu nazara alındığında, temyiz süresinin 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun 310/1. maddesi uyarınca bir hafta olduğu, ancak 7035 sayılı Kanun’la değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 291. maddesine göre ise bir hafta olan temyiz süresinin on beş güne çıkarıldığı, sanık … savunmanının yüzüne karşı verilen 30.03.2018 günlü mahkeme hükmünün karar eteğinde, “Temyiz süresinin 15 gün olduğunun” belirtilmesi üzerine, sanık … savunmanının 13.04.2018 tarihinde temyiz davası açma talepli dilekçe verdiği anlaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nin 34/2, 40/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine göre; mahkeme kararlarında ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını, sürelerini ve yönteminin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiğinin açık ve buyurucu bir kural olduğu, bu bağlamda mahkemenin yanıltıcı ifadesi nedeniyle, sanık … savunmanının 15 gün içerisinde temyiz davası açması olağan olduğundan; sanık … savunmanın temyiz isteminin süresinde kabulü hususu benimsenerek, sanık … savunmanının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 168/3. maddesinin, 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanun’un 61. maddesine aykırı davranılmış olması, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığına ilişkin rapor için harcanması zorunlu kamu masrafı ile sosyal çalışma görevlilerinin düzenleyeceği sosyal inceleme raporu nedeniyle bilirkişiye ödenen ücretin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hükümlerine aykırı biçimde yargılama gideri olarak sanığa yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “bozmadan önce yapılan 100,00 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan 685,00 TL Adli Tıp Kurumu gideri” kısmının çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.