Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/2548 E. 2019/725 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2548
KARAR NO : 2019/725
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’ya karşı nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Ceza Kanununda zaman belirlenmesi ve uygulanma kuralları, 765 sayılı TCK’nin 2. maddesinin 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 7. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki düzenlemede de; Ceza Hukukunun en önemli ilkelerinden birisi olan Ceza Hukuku kurallarının yürürlüğe girdikleri andan itibaren işlenen suçlara uygulanacağına ilişkin “İleriye etkili olma prensibi” ile bu ilkenin istisnasını oluşturan ve fail lehine olan yasanın “Geçmişe etkili uygulanan” veya “Geçmişe yürürlülük” ilkesine yer verilmiştir.
Bu ilke uyarınca suçtan sonra yürürlüğe giren ve fail lehine hükümler içeren yasa hükümde ve infazda aşamasında dikkate alınmalıdır.
23.02.1938 gün 23/9 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında “Suçun işlendiği zamanın yasası ile sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin farklı olması halinde her iki yasanın birbiri ile karıştırılmadan, ayrı ayrı somut olaya uygulanıp, her iki yasaya göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sonucuna göre lehe yasanın tespitinde başvurulacak yöntem ana hatları ile belirtilmiştir.
5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesinde bu husus açıklanmıştır.
Somut olaya gelince;
Oluş ve dosya kapsamına göre sanığın sübut bulan eylemine uyan 765 sayılı TCK’nin 497/1. maddesinin 01.06.2005 tarihde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin 149/1-a-c-d-h madde kapsamında kaldığının belirlenmesine göre, 765 sayılı Yasanın 29. maddesindeki ölçütler 5237 sayılı Yasanın 61. maddesindeki ölçütler dikkate alınarak uygulama yapılıp iki ayrı sonuç ceza belirlenip hangi yasanın lehe olduğunun sonuç cezalar karşılaştırılarak tesbit edilmesi gerekir. Hüküm kurulurken 765 sayılı TCK’nin ile uygulama yapılsaydı ne miktarda ceza verilebileceği, kurulan hükümden anlaşılmamakda ise de; temyiz incelemesi sırasında yapılan denetlemede 5237 sayılı TCK’nin açıkça sanık lehine olduğu anlaşıldığından; 5237 sayılı TCK’nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (c-h) bentleri yanı sıra (a-d) bentleri ile de uygulama yapılıp aynı Kanun 61. maddesine göre temel cezanın belirlenmesi gerektiğinin dikkate alınmaması da, karşı temyiz bulunmadığından; anılan hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar … ve … savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğname gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar …, … ve … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükülerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklar …, … ve …’ın mağdur …’e karşı etkili eylem suçundan yüklenen 765 sayılı TCY’nin 456/2, 463, 457/2. maddelerindeki; sanık …’ın mağdur …’a karşı etkili eylem suçundan yüklenen 765 sayılı TCY’nin 456/1, 457/2. maddelerindeki suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihleri olan 09.12.2000 ve 17.12.2000 günlerinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11.02.2019 günü oy birliğiyle karar verildi.