YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2349
KARAR NO : 2019/291
KARAR TARİHİ : 21.01.2019
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Nitelikli yağma, Kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık … savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükmedilen cezaların sürelerine göre sanık … savunmanının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 318. maddesi gereğince REDDİNE,
I-) Sanıklar …, … ve … hakkında mağdur …’e yönelik yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA,
II-) Sanıklar …, … ve … hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca, tayin olunacak temel adli para cezasının 30 günden aşağı olamayacağı dikkate alınmadan, yazılı şekilde uygulama yapılarak noksan adli para cezası tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesiyle 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu cezanın hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, sanıklar hakkında “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmesine” ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-) Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’e karşı kasten yaralama suçundan; Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’e karşı nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
A) Sanıklar … ve …’ın mağdur …’e karşı etkili eylem suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanığın suç teşkil eden herhangi bir eyleminin soruşturma ve kovuşturma sonunda saptanması halinde hakim; belli aşamaları takip eder ve dosya içeriğine göre bir suç işlenmiş ve bu suça göre de ceza tayin ederken;
a) Suçun düzenlediği kanun maddelerinin belirlenmesi,
b) Kanun maddelerinde o suç için birden fazla ceza çeşidi öngörülmüşse, ceza çeşidinin seçilmesi,
c) Kanunda belirlenen miktarlar arasında temel ceza belirlenmesi,
d) Olası kast veya bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması,
e) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hal varsa bunların uygulanması,
f) 5237 sayılı TCK’nin 61/5. maddesi uyarınca sonuç ceza belirlenmelidir.
Temel cezanın belirlenmesi, TCK’nin 61. maddesinin 1. fıkrasında göz önüne alınarak ölçütleri 7 bent halinde sayılmıştır. TCK’nin 61/1. maddesine göre göz önünde tutulacak kriterler;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki, olarak sayılmış, cezanın ölçü birimi ise 61/6 maddesinde yerini almıştır.
Kanun koyucu bir suçun yukarı veya aşağı sınırlarını belirlemişse hakim temel cezayı belirlerken bu sınırları aşamayacaktır.
Fail, suça ilişkin hareketi gerçekleştiren kişi ve/veya kimselerdir. Suça iştirak, 5237 sayılı TCK’nin dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. Buna göre suçun icrai hareketini, doğrudan ve bizzat gerçekleştiren fail için düzenleme TCK’nin 37. maddesinde, belirli bir suçu işleme konusunda henüz fikri olmayan kişinin başkası tarafından etkilenerek suç işleme kararı aldırması azmettirme olup, TCK’nin 38. maddesinde; bir suçun işlenmesi sırasında destekleyici ve kolaylaştırıcı hareketlerde bulunarak bir failin suç işleme kararını kuvvetlenmesini ya da suçu kolayca işlemesinin sağlanması yardım etme olup, yardım eden kişi suçun işlenmesinde fiil üzerinde hakimiyet kurmayan, bu nedenle fail veya müşterek fail olmayan kişidir. Yardım eden bu kişi maddi ve manevi hareketleri nedeniyle suç ortağıdır. Kişinin suç ortağı olarak sorumlu olmasında TCK’nin 40. maddesinde bağlılık kuralı dikkate alınıp, TCK’nin 39. maddesi uyarınca yardım eden faile indirim yapılması öngörülmüştür. Kanun koyucu böylece asli fail ve yardım eden faili durumuna göre tayin edilecek cezadan bir nispetlemeyide benimsemiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;
1-) El ve iş birliği içinde hareket eden sanık … ve … tarafından 18.08.2007 günü, saat 20.00 sularında mağdur …’in silahla vurulması olayına; yardım etme şeklinde suça iştirak eden sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi ile temel ceza belirlenip, 86/3-e maddesi ile artırım uygulandıktan sonra aynı kanunun 39. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği düşünülmeden, TCK’nin 61. maddesine aykırı davranılarak denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması,
2-) Kabule göre de; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.09.2007 gün, 2007/3617 sayılı iddianamesi ile suçun asli faili … hakkında; kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının kabulü ile yargılamayı yürüten … 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28.02.2008 gün, 2007/447 Esas, 2008/134 sayılı kararı ile … hakkında, silahla kasten yarama suçundan 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 3-e ve 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine karşın, aynı mağdura yönelik yaralama suçuna yardım eden şeklinde iştirak eden sanıklar … ve … haklarında ise 5237 sayılı TCK’nin 39; 86/1-3-e ve 62. maddeleri uyarınca sonuç olarak daha fazla ceza verilerek asli fail ile feri faillere verilen cezalarda nispetsizlik yaratılması;
B) Sanıklar … ve …’nün mağdur … …’e karşı yağma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Mağdur …’in 29.02.2008 tarihli şikayetinde özetle; bu tarihten yaklaşık 1,5 ay önce …, … ve …’ın iş yerine gelip kendilerini Beyağaç’a götürmelerini istediğini, …’den korktuğu için götürdüğünü, bu olaydan 10-15 gün sonra …,, ve …’nın iş yerine gelip …’nin arabasını istediğini, olumsuz yanıt vermesi üzerine … ve’ın kendisini dövüp aracını zorla alıp gittiklerini, saat 00.00’a kadar onları beklediğini, adı geçenlerin geldiklerinde kendisini araca bindirip önce araca oto gaz aldırıp sonra boş bir araziye götürüp para istediklerini, aldıkları olumsuz yanıt üzerine kendisini dövdüklerini, cebindeki 15,00 TL’yi …’ye vermek zorunda kaldığını, 26.02.2008 günü saat 17:30 sularında …’nin yanında soy isimlerini bilmediği …, ve … olduğu halde gelip aracını istediğini, vermek istememesi üzerine …’nin … ve yumruk atıp aracının anahtarını zorla aldığını, 27.02.2008 günü saat 00.30 sularında iş yerine gelen … ve arkadaşlarının isteği üzerine araca binip Şirinköy’de bulunan bir at çiftliğinin bulunduğu yere götürdüklerini, …’nin cep telefonunu istediğini, ona aracının içinde olduğunu söylemesi üzerine …’nin araca baktığını, bulamaması üzerine “Telefonun” nerede diye sopayla kendisini dövdüğünü, ardından bir benzinliğe gidip araca gaz aldıklarını, pompacı para istediğinde aracın ruhsatını verdiklerini, …’nin yol üzerinde döner yaptırıp parasını kendisine ödetmek istediğini, parasının olmadığını söylediğinde elini cebine sokarak cebindeki 17,50 TL’yi aldığını, ertesi gün babası … ile benzinliğe gidip 40 TL’yi ödeyerek ruhsatını aldığını, 28.02.2008 günü saat 15.00 sularında iş yerinde bulunduğu sırada …’nin, soy isimlerini bilmediği … ve … isimli şahıslarla geldiklerinde dükkanını kapatmadan aracıyla eniştesinin yanına gittiğini, akabinde …’nin arayıp gelip gelmeyeceğini sorduğunu, ona işinin olduğunu, aracının kendisine lazım olduğunu söylemesi üzerine …’nin “Çabuk arabana bin gel yoksa seni öldürürüz kolunu bacağını kırarız” dediğini, ancak geri dönmediğini, bu güne kadar korktuğundan şikayetçi olmadığını ileri sürdüğü;
Yakınan …’in bu şikayeti ile ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/5900 sayılı hazırlık numarasıyla yaşı büyük … , …, Ömer Aksöl hakkında 28.05.2008 gün, 2008/4437 sayılı karar ile; yaşı küçük … hakkında ise 04.06.2008 gün, 2008/7978 soruşturma, 2008/4708 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verildiği, buna karşın bu olaydan bağımsız olarak … Kaçakçılık Organize Şube Müdürlüğü’nün, özel yetkili … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.10.2007 gün 2007/537 sayılı soruşturma dosyasını aldığı yetki ile sanıklar … ve … ile bir kısım sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan soruşturma işlemlerine başlanıldığı ve 17.10.2007 günü sanık … bu soruşturmaya dahil edilerek tahkikatın genişletildiği,
Soruşturma kapsamda; … Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.01.2008 gün ve 2008/53 değişik iş sayılı kararı ile iletişimin dinlenmesi kararı ile …’un tape kayıtlarından;
a) Yakınan …’in halasının oğlu olan tanık … ile 05.02.2008 günü arasında geçen telefon görüşmesinde (tape 51); tanık …’ın sanık …’a “Benim hala oğluna baskı yapıyormuşsunuz” “… herkese yapında bize yapmayın bari…” şeklinde;
b) Yakınan …’in arkadaşı … ile 03.03.2008 günü arasında geçen telefon görüşmesinde (tape 53) …’nin sanık …’a “Sizin bu lastikçide ne probleminiz var abim”, “Bu adamın cep telefonunu gasp ediyonuz, parasını gasp ediyonuz” şeklinde;
c) Yakınan …’le 17.03.2008 günü arasında geçen telefon görüşmesinde (tape 56) yakınanın sanığa “…neye kimse bişey yapmadı abi hergün hergün yanican yürek dayanacak gibi değildiki hem dayak yiyoduk hem araba arabama biniyodunuz” şeklinde görüşmelerin gerçekleştiği, tanık … ve … bahse konu görüşmeleri kabul edip, yakınan … anlatımını doğruladıkları,
Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/537 sayılı soruşturma numarası ile yürütülen tahkikat evrakının tamamlanmasını müteakip bu kapsamda ifadesi alınan yakınan …’in 19.12.2009 tarihinde alınan ifadesinde “2008 yılı başlarında ismini …, … ve … olarak bildiğim şahıslar benim işyerime gelerek yaklaşık 1–2 ay boyunca her gün olmak kaydıyla benden sebepsiz gere gariban olduğum için zorla para aldılar, beni tehdit ederek benim … (Eski Plakası …) plaka sayılı aracımın anahtarını benden alarak gezdiler, arabamın benzinini her gün bana ödettirdiler. Aracımın ruhsatını benzinliklere rehin vererek araca benzin aldılar ve benden için pompacı arkadaşlara “Arkadaş yarın benzin parasını verip ruhsatı alacak” dediler, Bana polise gidip de şikâyetçi olmam karşılığında asarız, keseriz, öldürürüz gibi sözlerle beni tehdit ettiler. Beni haksız yere dövdüler, Bende bu işlemler canıma tak edince 2008 yılı içerisinde Çınar Polis Merkezi Amirliğine giderek bu şahıslardan şikâyetçi oldum. Bu olaydan sonra beni … ve diğerleri tehdit ederek şikâyetimi geri almamı söylediler. Ancak ben şikâyetimi geri almadım. Bu şahıslar beni sürekli tehdit etmeye devam ettiler ve benden sürekli para alarak beni zaman zaman da dövdüler. Bende bu sebeple işyerimi kapatmak zorunda kaldım. Beni mağdur ettiler. Ailemin rızkını benden aldıkları için parasız kaldım ve aileme bakamaz oldum. Bir gün işyerime gelen arkadaşım olan…’a durumu anlattım ve … ile konuşmasını, benim peşimi bırakmalarını söylemesini söyledim. Oda sağ olsun görüştü. Ancak …, … ve … aynı eylemlerine tekrar devam ettiler ve benden sürekli para aldılar, tehdit ettiler ve dövdüler. Bu kişilerin yanlarında …, …’da zaman zaman bulunuyorlardı. Ancak …’un yaptıkları yanında bu şahıslar sessiz kalıyorlardı. Ben en çok …, … ve … isimli şahıslardan zarar gördüm. Duyduğum kadarıyla bu şahıslar benden başka da sahipsiz olan birçok gariban şahsın üzerine çökerek para aldıklarını ve tehdit ettiklerini duymuştum. Sürekli çete olarak beraber gezen, beni mağdur eden, paramı ve arabamı benim isteğim ve rızam dışında benden alarak ve benim işyerimin kapanmasına sebep olan, bana zarar veren bu şahıslardan şikâyetçiyim” biçiminde beyanda bulunup tutarlı bir şekilde iddiasını yinelediği;
Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.05.2010 gün, 2010/115 sayılı iddianamesiyle Sanıklar … ve … hakkında silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan 5237 sayılı TCK’nin 220/1-3. maddesi uyarınca; yakınan …’e karşı nitelikli yağma suçundan TCK’nin 220/5 maddesiyle 149/1-c-d-f-g maddesi ile cezalandırma istemi ile açılan dava sonucunda; … 4. Ağır Ceza Mahkemesi 04.04.2017 gün, 2016/69 Esas, 2017/119 sayılı karar ile sanıklar … ve … ile diğer suç arkadaşları hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan” beraat; yakınan …’e yönelik nitelikli yağma suçundan TCK’nin 149/1-c-d ve 62. maddeleri uyarınca 9 yıl 2 ay hapis cezası ile mahkumiyetlerine karar verildiği dikkate alındığında;
Sanıklar …, … ve … tarafından mağdur …’e karşı gerçekleştirilen nitelikli yağma suçuna sanıklar … ve …’nün katıldıklarını gösteren mahkumiyetlerine yeterli, kesin, inandırıcı kanıtların
nelerden ibaret olduğu karar yerinde denetime olanaklı şekilde açıklanıp tartışılmadan, genel geçişli ifadeler ile yetinilip yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.