Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/2235 E. 2020/2502 K. 06.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2235
KARAR NO : 2020/2502
KARAR TARİHİ : 06.07.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, kasten yaralama, tehdit, suç delillerini gizleme
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının 12/07/2015 – 05/06/2018 tarihli tebliğnameleri ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında alacağı tahsil amacıyla kasten yaralama ve tehdit, 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarından verilen mahkumiyet hükmünün, sanık … hakkında yağma suçundan, sanık … hakkında alacağı tahsil amacıyla tehdit, kasten yaralama suçlarından verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;

Her ne kadar Yerel Mahkemece sanık … hakkında alacağı tahsil amacıyla tehdit ve kasten yaralama suçlarından beraat hükmü verildiği görülmüş ise de; sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı TCK’nin 149/1-a ve c bendine uyan birden fazla kişi tarafından birlikte silahla yağma suçunu oluşturması nedeniyle, aynı yasanın 66/1-d, 67/4. maddelerine göre zamanaşımı sürelerinin henüz dolmamış olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının ve 15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK.nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık … savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin isteme kısmen aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan ve sanık … hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından verilen beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanık …’un eylemine uyan 6136 sayılı Kanunun 13/1, 66/1-e. maddelerinde, sanık …’ın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 66/1-e. maddelerinde, öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre 8 yıllık olağan dava zamanaşımının sorgu tarihleri olan 29.04.2010 ve 16.02.2010 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık … hakkında 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçundan; sanık … hakkında kardeşe karşı kasten yaralama suçudan açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III-Sanık … hakkında suç delillerini gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık … hakkında Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2009 tarihli 2009/2088 soruşturma sayılı iddianamesiyle 6136 sayılı kanunun 13/1. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 281/1. maddesinden ek savunma hakkı tanınarak, sanığın 6136 sayılı kanuna muhalefet suçundan beraatine, değişen suç vasfına göre ise 5237 sayılı TCK’nin 281/1. maddesinde mahkumiyetine karar verildiği, sanık hakkında açılmış bulunan bir davadan beraat hükmü, açılmamış bulunan bir davadan ise mahkumiyet hükmü verilmiş olduğunun anlaşılması karşısında; hükmün konusu, iddianamede yasal öğeleri gösterilen suç, sanık ve eyleme ilişkin olup, iddianamedeki olayın anlatım biçimi ve uygulanması istenen yasa maddelerine göre, sanık … hakkında suç delillerini gizleme suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi ek iddianame de düzenlenmediği, buna göre iddianamede anlatılmayan eylem sebebiyle 5271 sayılı CMK’nin 170/3 ve 225/1. maddelerine aykırı olarak sanık hakkında hükümlülük kararı verilmesi,
Kabule göre de;
2-Sanığın olay akşamı 22:40 sıralarında suç aleti olan tabancayı kendiliğinden karakola gelerek kolluk görevlilerine rızasıyla teslim etmiş olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 281/3. maddesine aykırı olarak fazla ceza tayini,
3-28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 106/3. maddesi uyarınca hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde bu cezanın hapse çevrilemeyeceği şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini de kısıtlayacak şekilde sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,
4-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanması yönünden Anayasa Mahkemesinin, TCK’nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının ve 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı yasanan 10. maddesi ile yapılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.