Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2018/1657 E. 2018/2338 K. 29.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1657
KARAR NO : 2018/2338
KARAR TARİHİ : 29.03.2018

Hükümlü … hakkında Balıkesir 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 26/05/2014 tarih ve 2014/177 esas, 2014/184 sayılı kararıyla yağma suçuna ilişkin uyarlama yargılaması sonucunda verilen 10 yıl hapis cezasına ilişkin hüküm, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 01/03/2018 gün ve 2015/7235 Esas, 2018/1668 Karar sayılı kararı ile hükümlünün süresi içerisinde yapılmayan temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/03/2018 tarih ve KD- 2-2014/261846 sayılı yazısı ile;

‘‘…

Şu halde, kendisine zorunlu müdafi atandığının sanığa bildirilmediği ve bu konudaki iradesine değer verilmediği ya da bu konudaki görüşünün dosya kapsamından anlaşılamadığı durumlarda, hükmün müdafi yanında sanığın kendisine de tebliğinin adil yargılanma hakkının gereği olduğu kabul edilmelidir.Olayımızda ise,mahkemece, hükümlüye kendisi bir müdafii tayin etmezse, bir zorunlu müdafii tayin edileceğine dair bir ihtaratlı tebligat çıkarılmış ve bu tebligat da hükümlünün bizzat kendisine değil Tebligat Kanunun 21.maddesine göre mernis adresine yoklukta yapılmıştır. Kaldı ki, bu ihtaratta kendisine bir zorunlu müdafii atandığı değil atanacağı yazılı olup müdafiinin atandığına veya kimlik bilgisine ilişkin bir açıklama da bulunmamaktadır.Bu durumda, hükümlünün kendine yapılan tebligata göre süresinde olan temyiz isteminin kabulu gerekmektedir.

Açıklanan gerekçelerle;

Yüksek Yargıtay 6.Ceza Dairenizin 01/03/2018 gün, 2015/7235 Esas, 2018/1668 Karar sayılı RED kararının kaldırılarak, Balıkesir 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 26/05/2014 tarihli, 2014/177 esas, 2014/184 karar sayılı hükmünün tebliğnamemiz doğrultusunda ONANMASI, itiraz kabul edilmediği takdirde dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığına tevdii’’ itirazen talep edilmiş olmakla;

Dosya incelendi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden,

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

5271 sayılı CMK’nın 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede;

1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ KABULÜNE,

2-Hükümlü … hakkında nitelikli yağma suçundan verilen Dairemizin 01/03/2018 gün ve 2015/7235 Esas, 2018/1668 Karar sayılı, RED ilamının kaldırılmasına,

3-Hükümlü … hakkında nitelikli yağma suçundan verilen hükmün incelenmesinde;

Katılanın eşi olan …’ün, 23/07/1995 tarihinde evi terk ettiği, katılanın kendi imkanları ile eşini aradığı ancak bulamadığı; hükümlü … ile karşılaşan katılanın, eşini bulamadığını anlatması ve hükümlünün eşini Altınolukta gördüğünü ve bir takım elbise alır ise eşini teslim edeceğini belirtmesi ve katılanın da kabul etmesi üzerine hükümlüye kendi aracını da verdiği; bir süre sonra hükümlünün katılanı arayarak, eşini bulduklarını ancak 100 Milyon lira vermesi halinde kendisine teslim edebileceğini belirtmesi üzerine katılan ile 50 milyon lira için anlaştıkları, olay günü hükümlü ile katılanın yanına kızı … …’ü de alarak belirtilen adreste buluştukları, aralarındaki anlaşma gereği hazırlayabildiği 47 milyon 500 lirayı hükümlüye verdiği, ardından hükümlü ile birlikte bir köy yoluna girdikleri; burada kendilerini beklemekte olan suç ortağı .. …’ın bir elinde av tüfeği, diğer elinde maktule …’ü kolundan tutarak yanlarına getirdiği, maktulenin eşi olan katılana ‘bunlar beni mahvetti’ diyerek ağlamaya başlaması üzerine, … …’ın maktuleye doğru doğrulttuğu av tüfeği ile iki el ateş ettiği ve maktulenin vücuduna isabet eden mermi çekirdekleri nedeniyle ölmesi ile sonuçlanan olayda;
Hükümlünün eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 499/1. maddesi kapsamında olup, 5237 sayılı TCK’nın 148 ve 149. maddelerinde tanımlanan yağma suçu ile 765 sayılı TCK’nın 499. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; hükümlünün eylemlerinin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 149/1-c-h maddesine uyan yağma suçunun yanı sıra, aynı Yasanın 109/2, 109/3-a maddelerine uyan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu da oluşturduğu gözetilerek; hükümlünün eylemlerine uyan 765 sayılı TCK’nın 499/1. maddesiyle; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 149/1-c-h; 109/2, 109/3-a-b maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak olaya uygulanarak, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, hükümlü yararına olan yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, hükümlü … savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, uyarlama yargılamasında ilk hükümde verilen ceza miktarını geçmemek üzere kazanılmış hak olmayacağının gözetilmesine, 29/03/2018 tarihinde, itiraza uygun olarak, Üye …’un muhalefeti ile oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Hükümlü …’a, duruşma günü ve kendisine duruşmadan 3 gün öncesine kadar müdafi tayin edip etmediğini bildirmesi, aksi halde kendisine zorunlu müdafi tayin edileceği şerhli tebligat gönderildiği ve CMK 150. maddesi gereği atanan savunmanının yüzüne karşı verilen hükmü, hükümlü savunmanının temyiz etmediği, hükümlünün ise usulüne uygun olarak atanan savunmanının yüzüne karşı verilen hükmü 10/06/2014 tarihinde temyiz ettiği, bu bağlamda Yasal süre içinde temyiz başvurusunda bulunmadığı ve itirazın reddi gerektiği görüşünde olduğumdan, yüksek çoğunluğun itirazın kabulü ile temyizin süresinde olduğuna ve temyiz talebinin incelenmesine ilişkin kararına katılmıyorum, bu yönüyle kararın itirazın kabulü bölümüne muhalifim. Ancak bu muhalefetimi saklı tutarak yüksek çoğunluğun bozma kararına katılıyorum.