YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3510
KARAR NO : 2018/6087
KARAR TARİHİ : 09.10.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Yağmaya Kalkışma, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2008 tarih 2008/694 Soruşturma, 2008/621 Esas ve 2008/486 İddianame numarası ile sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 220/2-3. maddesinde düzenlenen silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması için iddianame düzenlendiği, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (Kapatılan CMK 250. Madde İle Görevli) 27/12/2012 gün, 2008/436 Esas ve 2012/361 Karar sayılı hükmü ile, sanık hakkında, örgüte üye olmak suçundan 5237 sayılı TCK’nın 220/2, 220/3, 62, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 20.05.2015 gün 2014/8188 Esas ve 2015/40734 Karar sayılı ilamı ile, sanık hakkında olay 3’deki alacaklı katılan …’a karşı, tehdit yoluyla toplam 74.000 TL meblağlı senetlerin icra takibinden vazgeçerek, kendilerine teslimini istemeleri şeklindeki eylemleri nedeniyle ”nitelikli yağmaya kalkışma”, katılan …’a karşı, tehdit yoluyla 600 TL parasının alınması şeklindeki eylemi nedeniyle ”nitelikli yağma”, katılan …’a karşı, tehdit yoluyla 300 TL parasının alınması şeklindeki eylemi nedeniyle yağma; olay 4’teki katılan …’a yönelik eylem nedeniyle ”nitelikli yağma” suçundan mahkumiyete ilişkin kararlar bakımından sanık … hakkında yüklenen yağma suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmanı hazır bulundurulmadan sorgusunun yapılamayacağı ve aynı Yasanın 196/2. maddesi, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, istinabe yoluyla sanığın savunmasının alınamayacağı emredici kuralını taşımaktadır.
Somut olayda; sanık … hakkında düzenlenen iddianame ile TCK’nın 220/2-3; 37/1, 149/1-a, c, f, g (üç kez); 37/1, 107/2, 43/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır.
Açılan dava nedeniyle yapılan yargılama sırasında, sanık …’ın savunması, Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesince, 08.09.2009 tarihinde müdafisi olmaksızın istinabe yoluyla alınmıştır. Yapılan açık yargılama neticesinde, adı geçen sanık hakkında, ”yağma” suçu yönünden dört kez mahkumiyetine karar verilmiş ve esas mahkemesinde yokluğunda atanan ve haberdar olmadığı zorunlu savunman tarafından mahkumiyet hükümlerinin temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır. Sanığın, temyize konu yağma suçunu gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin saptanabilmesi için yapılacak temyiz incelemesinde, işin esasına girilebilmesi için, her şeyden önce CMK’da açıkça düzenlenmiş emredici usul hükümlerine uyulup uyulmadığı denetlenmelidir. Bu bağlamda, nitelikli yağma suçunun alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi nedeniyle, sanık …’in, yargılamayı yapan mahkeme önünde ve zorunlu savunmanı hazır bulunduğu bir halde, sorgusunun yapılması zorunludur. Aksi davranış, emredici usul kurallarına aykırılık oluşturacak ve savunma hakkının kısıtlanması neticesini doğuracaktır ve bu durum kabul edilemez.
Yüklenen yağma suçunun gerektirdiği cezanın alt ve üst sınırları bakımından sanık …’in, istinabe yoluyla ve savunmanı bulundurulmaksızın savunması alınmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 150/3, 196/2, 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması gerekçesi ile bozulduğu, her ne kadar bozma ilamında belirtilmemiş ise de, sanığın silahlı örgüte üye olmak suçunun yağma suçu ile bağlantılı olduğu gözetilerek yeniden bir hüküm kurulması gerektiği halde söz konusu suç için hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı içerisinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
I- Sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyetlerine dair hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık … savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Olay 3′ deki sanık … hakkında katılan …’a yönelik 300 TL paranın alınmasına ilişkin nitelikli yağma; olay 4’deki sanıklar …, … ve … hakkında mağdur …’a yönelik yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ”TCK’nın 53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, “Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Olay 3’deki sanıklar …, …, … ve … hakkında katılan …’a yönelik katılanın elinde bulunan toplam 74.000 TL meblağlı senetleri almak için nitelikli yağmaya kalkışma; sanıklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik 600 TL paranın alınmasına ilişkin nitelikli yağma; sanıklar … hakkında katılan …’a yönelik 300 TL paranın alınmasına ilişkin nitelikli yağma; sanıklar … ve … hakkında katılanlar … ve …’a yönelik 12.000 TL meblağlı senetlerin alınmasına ilişkin olarak mağdur sayısınca ayrı ayrı olmak üzere nitelikli yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar … ve …’ın 600 TL paranın alınması eylemini katılan …’a yönelik işledikleri halde hükümde katılan …’ın isminin yazılması maddi hata kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- UYAP sisteminden yapılan sorgulamada sanık …’ın hüküm tarihinde başka suçtan Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunduğunun anlaşılması karşısında; vareste tutulma talebi olmayan sanığın karar oturumunda hazır bulundurulmayarak yokluğunda hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2/A-Katılan …’ın diğer katılan … ve tanık … ile birlikte 2007 yılı Haziran-Ağustos ayları arasında ürettikleri malları Aydın ili Köşk ilçesi llıdağı köyünde bulunan …’a 28.000 YTL, …’e 15.000 YTL, …’a 17.000 YTL, …’a 5.000 YTL, …’e 5.000 YTL, … isimli şahsa 4.000 YTL, olmak üzere toplam 74.000 YTL satış yapıp, alacaklarına karşılık 6 adet senet aldıkları, malları satın alan şahısların senede bağlı borçlarını ödememeleri nedeniyle katılan tarafından icra takibinin başlatılması üzerine, katılana borçlu olan şahısların, katılanın elinde bulunan senetlerinin tahsilinin engellenmesi ve/veya ödenmemesi konusunda sanık … ile irtibata geçtikleri, sanık …’ün de durumu sanık …’ya iletmesi sonucunda;
2007 yılı Aralık ayı içerisinde, Denizli Organize Sanayi bölgesinde tekstil fasonculuğu yapan … ve … isimli şahısların yanında çalıştığı sırada katılan …’ı, … arayıp onun Denizli-Merkez-Akkale beldesinde bulunan petrol istasyonuna gelmesini istemesi üzerine katılanın anılan yere gittiğinde, sanıklar …, … ve ismini sonradan öğrendigi … ve ismini bilmediği üç kişi daha olduğunu görüp selamlaştıktan sonra sanık …’nın kendisine hitaben” sen … ve …’in yanında çalıştığın için seni o yüzden buraya çağırttım, arada bunlar olmasaydı senin çocuğunu çalıştığı yerden kaldırırdım, senin kardeşlerin Aydınlılara saman vermiş, oradan 10.000 YTL alacağınız varken adamlara 74.000 YTL’lik senet imzalatmışsınız ve bu senetleri icraya vermişsiniz” şeklinde konuşması üzerine, katılan …’ın da ”sen kimsin” demesi üzerine sanık … ”ben Denizli’nin mafyasıyım, ben sana 10.000 YTL’yi vereceğim, sen de bana 74.000 YTL’lik senetleri teslim edeceksin, eğer dediğimi yapmazsan … tekstilde çalışan oğlunu kuş gibi oradan kaldırırım, kimsede bir şey yapamaz” diyerek tehdit edip, saldırarak yakasından tutup hırpaladığı, ”bu senetleri getireceksin, ben almasını bilirim, nerede olsan seni bulurum, köyünden de olsa seni kaldırırım” diyerek tehdit içeren söz ve eylemlerine yer verdiği,
Bu görüşmeden sonra katılanlar … ve …’ün sanıklar … ve … ile karşılaşmamak için çaba göstermelerine rağmen sanıkların katılan …’ü sık sık telefonla arayarak sinkaflı küfürlerde bulunup ”çocuğunu kaldırırım, seni öldürürüm, Denizli’ye de sokmam, bana çabuk bu senetleri getir” şeklinde tehdit ettiği, ayrıca sanık …’in de katılana hitaben ”biz hemşehriyiz, bunlar aşiret ağası, mafya, bunları başına bela etme, bunlar ne istiyorsa ver kurtul” şeklinde konuştuğu,
Katılanlar … ve …’ün kahvede oturup bu konuyu aralarında konuştukları sırada ismini bilmedikleri bir şahsın katılanlara, sanık …’nun bu işte arabuluculuk yapabileceğini belirtmesi üzerine katılanlar, sanık … ile buluşup durumu anlattıkları, sanık … ‘nun da sanık …’yı telefonla aradığı, yaklaşık
15-20 dakika sonra … ve yanında …, … ve ismini bilmediği üç kişinin geldiği, konu ile ilgili olarak konuştukları sanık …’ın arabulucu rolünü üslendiği, sanık …’e hitaben katılanları kast ederek ”bu adamların Aydın’dan alacakları varmış, bundan sonra muhatabın benim, bu adamları sen sıkıştırma” dediği, sanık …’in de ”tamam bundan sonra benim muhatabım sensin” dediği,
Bu görüşmeden 3-5 gün sonra, sanık …’in, katılan …’ı arayıp onun … lakaplı elektrik dükkanında olduğunu öğrenmesi üzerine, sanık …, … ve ismini bilmediği üç kişi ile birlikte araç ile işyerinin önüne gelip katılanı aracın yanına çağırdığı, sanık …’in, katılan …’a hitaben “alacağını al, alma hiç önemli değil, ben Aydınlıların cezasını kestim, sana da 10 milyar ceza kesiyorum, bana 10 milyar para vereceksin” dediği, katılanın da ”ben de param yok, benim sana borcum yok, … seninle konuşmadı mı, sen niye benden para istiyorsun” dediğinde sanık … tarafından, arabanın torpidosunda bulunan muhtemelen 7,65 mm çapında olan siyah renkli olan silahı çıkarıp katılana doğrultarak ”ben bu parayı senden alırım, senin ananı avradını sinkaf ederim, çocuğunu kaldırırım, ben adamın a…na koyarım, nerde olursan ol seni bulurum” diyerek tehdit ettiği,
Bu olaydan yaklaşık 1 hafta kadar sonra sanık … katılan …’ı telefonla arayıp yerini öğrenip yanına geldiği, katılana hitaben “…’in yanına gidelim, bunlar seni öldürür, sen bu parayı ver kurtul, bunlar mafyadır, beraber …’in kahvesine gidelim, …’le görüşelim” dediği ve beraber Sırakapılar mahallesinde bulunan kahveye gittiklerinde kahvede …, Korucuk beldesinde bulunan ve kendilerini …’ya yönlendiren şahıs ve ismini bilmediğim 4 şahıs daha olduğu, katılanın, sanıkların bulunduğu masaya geçerek oturduğunda sanık …’nın kendisine “bu parayı ben senden alacağım, bu parayı ne zaman vereceksen bana gün ver” dediği, katılanın da “benim size borcum yok, size niye para vereyim” diye sert çıkınca sanık … belinde bulunan tabancayı çekerek “ben bu parayı senden alırım, tutun şunu, cebinde ne var ne yoksa alın” diyerek yanında bulunan adamlarına talimat verince yanında bulunan ve ismini bilmediği iki kişi katılanın kollarından tuttup bir kişinin ise cebinde bulunan 600 YTL parayı zorla alıp sanık …’ya verdikleri, bu arada sanık …’ın, sanık …’ya ”…’ın gelini hastanede, 100 YTL’sini geri verin, doktor parası cebinde kalsın” demesi üzerine sanık …’nın da 100 YTL parayı katılana geri verdiği, sanık … “hadi şimdi s… git a… goduğumun çocuğu, senden bu parayı alacağım” diyerek katılanı kahvehaneden kovması şeklinde gelişen eylemde;
Sanıkların bu aşamaya kadar özgülen kasıtlarının katılanların elinde bulunan toplam 74.000 TL’lik senetleri hükümsüz kılıp 10.000 TL miktardaki parayı da beraberinde almaya yönelik olduğu, bu amacını gerçekleştirmek için katılan …’dan zorla 600 TL parayı aldıklarının anlaşılması karşısında, eylemleri bir bütün halinde tek yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar …, … ve … hakkında yağmaya kalkışma ve sanıklar …, … hakkında yağma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması;
B- Uygulamaya göre de;
a- Sanıklar …, … ve kimliği belirlenemeyen şahıslar ile birlikte katılan …’dan zorla 600 TL parayı aldıktan sonra sanık …’ın, sanık …’ya ”…’ın gelini hastanede, 100 YTL’sini geri verin, doktor parası cebinde kalsın” demesi üzerine sanık …’nın 100 YTL parayı iade ettiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma olanağının karar yerinde tartışılmaması,
b- Oluş ve dosya kapsamına göre; yağma olayına sanık … doğrudan katıldığı halde, hakkında TCK’nın 37/1. maddesi yerine, aynı Yasanın 38. maddesi ile uygulama yapılması,
c- Sanık …’ün, suç örgütü kurucusu ve üyesi olmayıp suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım eden konumunda olup, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 220/7. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 220/2. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilip, anlaşılmasına karşın, hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6-9. maddesi gereğince uygulama yapılması,
3- Katılanların,…, …, …, …, …, … isimli şahıslardan senede bağlı 74.000 YTL’lik alacaklarının 60.000 YTL’sini haricen aldıklarını öğrenen sanık … ve arkadaşları, yenilenen kasıt altında 24.12.2007 günü katılan …’ı telefon ile arayıp ”Aydınlılardan parayı almışsınız, avukatından öğrendim, çabuk avukatın yanına gel” diyerek Avukat … ’ın yanına çağırdığı, katılanlar … ve … ile kardeşleri …’la birlikte avukatın bürosuna gittikleri, iş yerinin kapısının önünde de sanık … ile adamı olan dört kişinin de kapının önünde, avukatın bürosuna girdiklerinde sanıklar … ve …’in iş yerinde beklediğini gördükleri, sanık …’in silahını çekip ”paranızı aldınız benim paramı neden vermiyorsunuz” dediği, katılan …’ın ”senin benden ne alacağın var, geçen gün de 500 YTL aldın, seni kim tutuyorsa ona git” dediği, bu sırada sanık …’in sanık …’ı arayarak gelmesini söylediği, sanık … 5 dakika içerisinde gelip kabanının içerisinden silah izlenimi verecek şekilde bir şeyi doğrultup yan odaya geçmelerini istediği, katılanlar karşı çıkınca da sanıklar … ve …, katılanlar … ve …’ü itekleyerek yan odaya götürdükleri, burada sanık … boş bir senet çıkarıp katılanlara hitaben ”bu senede yaz lan 12.000 TL’lik sizinle mi uğraşacağım” dediği, sanık …’in ise elindeki silahı sürekli katılanlara doğrultup ”Denizli’de bir mafya varsa o da benim” dediği, sanıkların, 12.000 TL meblağlı senede her iki katılana da borçlu sıfatı ile imzalattırdıkları, senedin alacaklı kısmına ise sanık …’nun ismini yazdıkları,
Katılanların 12.000 TL’lik senedi ödememeleri üzerine bu kere 2008 yılı Ocak ayında, sanıklar …, … ve kimliği belirlenemeyen dört kişi ile birlikte katılan …’ ın o sırada Gürlek’de bulunan kahvehanede otururken yanına geldikleri, sanık … katılana hitaben ”biz size icra gönderdik, üzerinde mal yok, her ne olursa olsun ben bu parayı sizden alacağım, bizim cebimizde kuruş para yok, hiç olmazsa biraz para verin” dediği, katılanın da, üzerinde para olmadığını, Gümüşçüler bölgesinde fasonculuk yapan … isimli şahıstan 300 TL alacağı olduğunu, gidip ondan almalarını söylediği, o sırada katılanın Kenan’ı aradığı ancak ulaşamadığı, 2 gün sonra sanık …’in, katılan …’ın yanına tekrar geldiği, katılan …’ın da Kenan adındaki şahsı arayıp, “300 TL parayı, … isimli bir arkadaş gelecek parayı ona ver” dediği, … adındaki şahsın da sanık …’e 300 TL vermesi şeklinde gelişen eylemde;
(1) nolu bozma nedenlerinde belirtilen eylemden sonra, sanıkların sonradan değişen ve gelişen yeni bir kasıt altında 12.000 TL meblağlı tek bir senede her iki katılanın da borçlu sıfatıyla zorla imzalamalarını sağladıkları ve bu senedi tahsil bahanesi ile katılan …’dan 300 TL parayı aldıklarının anlaşılması karşısında, eylemleri bir bütün halinde tek yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık … hakkında yağma; sanıklar … ve … hakkında katılanlar … ve …’a yönelik olmak üzere ayrı ayrı yağma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması;
4- Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanıklar …, …, …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının korunmasına 09.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.