Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2017/2610 E. 2019/3874 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2610
KARAR NO : 2019/3874
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2008 tarihli 2008/526 Esas nolu iddianamesi ile sanık hakkında TCK’nin 149/1-a, 35/2, 116/2, 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,

Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.03.2008 tarih, 2008/23 Esas, 2008/95 sayılı kararıyla sanık hakkında TCK 149/1-a, 35. maddeleri uyarınca yağma suçundan mahkumiyet, TCK 116. madde kapsamındaki iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verildiği,

O yer Cumhuriyet Savcısının 25/02/2011 tarihli dilekçesinde, sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması talebi ile aleyhe temyiz davası açtığı,

Dairemizin 19.11.2015 tarih 2013/14935 Esas, 2015/45633 Karar sayılı ilamıyla Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.03.2008 tarih, 2008/23 Esas, 2008/95 sayılı kararının bozularak Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesince 23.02.2016 tarih, 2016/9 Esas, 2016/54 Karar sayılı dosyasında yürütülen yargılama sonunda, sanık hakkında TCK 149/1-a-d maddesi uyarınca yağma suçundan mahkumiyet, iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat hükmü kurulmuştur.

Yağma suçunun nitelikli hali TCK’nin 149. maddesinin 1. fıkrasında (a) ile (h) bentleri altında sekiz seçimlik unsur olarak düzenlenmiştir. Bir olayda bu bentlerden
bir kaçı birlikte gerçekleşebilir. Bu durumda TCK’nin 149. maddesinin 1. fıkrasında seçimlik olarak gösterilen haller dikkate alınarak sanığa bir kez ceza tayin edilip, temel ceza belirlenmesinde birden fazla seçimlik nitelikli hal gözetilip aynı Kanunun 61. maddesine göre ceza belirlenecektir.
Suç teşkil eden bir eylem ile ilgili düzenlenen iddianame, kamu davasının sınırlarını çizer. İddianamede gösterilen sevk maddeleri yerinde olmasa bile yargılama sonunda somut olaya uygulanacak kanuni normu hakim belirler.

Somut dosyamıza gelince;
Mağdurun iş yerinde hırsızlık olarak başlayıp yağmaya dönen sanığın eylemine uygulanacak yasa normu TCK 149/1-a-d maddeleri kapsamında kalan tamamlanan yağma suçunu oluşturmaktadır.

Hal böyle olunca;

O yer Cumhuriyet Savcısının açtığı temyiz davası TCK’nin 149/1. maddesinin 1. fıkrasında anlamını bulan seçimlik hallerden (d) bendini de kapsadığı; Aleyhe temyiz sonucu verilen kararda ortak ceza süresi bakımından sanık lehine kazanılmış hak kuralı ihlalinden bahsedilemeyeceği kabul edilmekle;

Sanığın, olay günü gündüz vakti mağdurun işletmekte olduğu bakkal dükkanına girerek çekmecede bulunan 204,00 TL parayı aldığı sırada içerden gelen sesleri duyan mağdurun iş yerine girip sanığa engel olmaya çalışması üzerine sanığın mağdura bıçak çektiği, sanık ile mağdur arasında arbede yaşandığı, bir süre sonra dükkana gelen tanık…’nin de yardımıyla sanığın etkisiz hale getirilerek yakalandığı olayda; Dairemizin 19.11.2015 gün ve 2013/14935-2015/45633 sayılı bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamına yanlış anlam yüklenerek tamamlanan yağma eylemini gerçekleştiren sanık hakkında nitelikli yağma suçundan hüküm kurulmakla yetinilmesi yerine, ayrıca işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan da beraat kararı verilmesi kendi içinde bir çelişki gibi düşünülse de anılan beraat kararı bu hali ile sonuca etkili hukuki bir özelliğe sahip olmayıp, yok hükmünde olduğu kabul edilmesi gerektiği düşüncesi ile tebliğnamedeki (1) ve (2) nolu bozma düşüncelerine iştirak olunmamıştır.

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanığın TCK’nin 53/3. maddesindeki haklarına 53/1. maddesi gereğince şartla tahliye kararına kadar, 53/2. maddesindeki haklardan cezası tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmişse de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53/1-b maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olmasının gözetilmesi gerekliliği,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nin 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak “Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nin 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.