Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2017/2157 E. 2018/3389 K. 25.04.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2157
KARAR NO : 2018/3389
KARAR TARİHİ : 25.04.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, Yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal, Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Sanığın olay günü saat 06.15 sıralarında mağdur …’in evine dış kapının kilidini zorlayıp girdiği, oturma odasında uyuyan mağdurun yatak odasından gelen seslere uyanıp holde bulunan kapıyı açtığında sanık ile karşılaşması üzerine sanığa “sen benim evimde ne arıyorsun” dediği, sanığın ise “ben hap aldım benden şikayetçi olma” deyip mağduru ittirip yere düşürdüğü, daha sonra eline aldığı levyeyi havaya kaldırıp “sus, sesini çıkarma, seni öldürürüm, beni şikayet etme, evine altı kez girip evini boşaltan benim, şimdi bana kapıyı açacaksın ve beni dışarıya çıkaracaksın” deyip evden ayrıldığı,

Aynı gün saat 07.00 sıralarında sanığın bu kere fırına ekmek almaya giden mağdur …’ın evine dış kapının kilidini zorlayıp girdiği, fırından dönen mağdurun evine girdiğinde sanık ile karşılaşması üzerine sanığın elinde bulunan levyeyi mağdurun kafasına vurup “Nurdoğdu abi senin evin olduğunu bilsem girmezdim” deyip evden ayrıldığı, olaylarda;

Sanığın hırsızlık olarak başlayan eylemlerinin fark edilmesi üzerine kaçıp kurtulmak, yakalanmamak amacıyla mağdurları silahla tehdit edip ve/veya silahla yaralaması üzerine eylemlerin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 495/2. maddesi delaletiyle aynı Kanun 497/1.maddesinde anlamını bulan dolaylı yağma suçu oluşturacağı 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa kapsamında dolaylı yağma suçuna yer verilmediği,

Hal böyle olunca;

Sanığın mağdur …’e karşı suç tarihinde eylemine uyan 765 sayılı TCK.nun 495/2.maddesi delaletiyle aynı Kanun 497/1.maddesinde yer alan dolaylı yağma, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasaya göre TCK.nun 142/1-b, 35, 116/1, 151, 106/2-a maddelerinde düzenlenen hırsızlığa teşebbüs, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve silahla tehdit,

Sanığın mağdur …’a karşı suç tarihinde eylemine uyan 765 sayılı TCK.nun 495/2.maddesi delaletiyle aynı Kanunun 497/1.maddesinde yer alan dolaylı yağma, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasaya göre TCK.nun 142/1-b, 35, 116/1, 151, 86/2, 86/3-e maddelerinde düzenlenen hırsızlığa teşebbüs, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve silahla yaralama suçlarını oluşturduğu anlaşılmıştır.

765 sayılı TCK’nın 2/2. maddesinde 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesinde “zaman bakımından uygulama” hükümlerine yer verilmiştir.

Lehe kanun belirlenmesinde sadece bir hüküm göz önünde bulundurulmaz. Kanun hükümlerinin olayın bir bütün olarak uygulanması sonucuna bakılmak suretiyle lehe kanun belirlenmesi yoluna gidilmelidir. Bu düşünceden hareketle 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesinde özel hüküm konulmuştur.

Bu arada suç ile sanık arasında bağlantısını kesen ve sanığın cezalandırılmasını önleyen yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunlu olan zamanaşımına ilişkin hükümlerin zaman bakımından uygulanması sorunu da vardır. 1982 Anayasasının 38/2. maddesinde dava ve ceza zamanaşımına ilişkin kanun hükümlerinde değişiklik yapılması durumunda maddi ceza hukukuna ilişkin zaman bakımından uygulama kurallarının geçerli olacağı kabul edilmiştir. Buna göre genel yargılaması devam eden dava için dava zamanaşımına ilişkin sürelerde değişiklik yapan sonraki kanun lehe hüküm içeriyorsa bununda geçmişe etkili olarak 03/06/1942 gün 3615 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ana hatları ile açıklandığı üzere zamanaşımı süresi ceza bağımsızlığını koruyan her suç için ayrı ayrı uygulanacaktır. Tek istisnası 5252 sayılı Yasanın 9/4. maddesidir.

Somut olaya gelince; sanığın eylemleri 765 ve 5237 sayılı yasaların her ikisinde de suç olarak tanımlanmıştır.

Mağdur …’e yönelik sanığa isnat edilen eylem 765 sayılı TCK’nın 495/2.maddesi delaletiyle aynı Kanunun 497/1; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 35; 116/1, 151, 106/2-a,

Mağdur …’a yönelik sanığa isnat edilen eylem ise 765 sayılı TCK’nın 495/2.maddesi delaletiyle aynı Kanunun 497/1; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 35; 116/1, 151, 86/2, 86/3-e maddelerinde öngörülen ve ceza bağımsızlığını koruyan suçları oluşturmaktadır.

a) Sanık hakkında mağdur …’e karşı işlemiş olduğu dolaylı yağma suçundan suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 495/2, 497/1, 102/3, 104/2. maddelerince kesintili zamanaşımı süresi dolmamış ancak sanığa yüklenen 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 35; 151/1, 106/2-a, 66, 67. maddelerine göre kesintili zamanaşımı süresi olan 12 yılın suç tarihi ile inceleme tarihi arasında dolmuş bulunması,

b) Sanık hakkında mağdur …’a karşı işlemiş olduğu dolaylı yağma suçundan suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 495/2, 497/1, 102/3, 104/2. maddelerince kesintili zamanaşımı süresi dolmamış ancak sanığa yüklenen 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 35; 116/1, 119/1-c; 151, 86/2, 86/3-e; 66, 67. maddelerine göre kesintili zamanaşımı süresi olan 12 yılın suç tarihi ile inceleme tarihi arasında dolmuş bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.