Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2016/3675 E. 2016/3373 K. 21.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3675
KARAR NO : 2016/3373
KARAR TARİHİ : 21.04.2016

Tehdit suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümlesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 50/1 -f maddesi gereğince hapis cezasının 6 ay süre ile yardımcı hizmetler sınıfında çalıştırılması tedbirine çevrilmesine dair (kapatılan) Kırkağaç Sulh Ceza Mahkemesinin 11/03/2010 tarihli ve 2009/109 esas, 2010/92 sayılı kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 18/11/2013 tarihli ve 2012/18505 esas, 2013/30297 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip infazı sırasında, sanığın seçenek tedbirin gereklerini yerine getirmediğinden bahisle hapis cezasının aynen ve tamamen infazına ilişkin Kırkağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2014 tarihli ve 2009/340 esas, 2010/299 sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 29/02/2016 gün ve 14483-2015-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/03/2016 gün ve 2016/89992 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 20/04/2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:

Anılan Yazıda;

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 04/12/2013 tarihli ve 2013/29442-43742 sayılı ilamında yer alan “…davetiye tebliğine rağmen Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmayan sanık hakkında, duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden… ek kararının 5271 sayılı 309/4. maddesinin (a) bendi gereğince kanun yararına bozulmasına…” şeklindeki açıklama karşısında, Akhisar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan tebligata rağmen tebliğ tarihinden itibaren on günlük süre içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmayarak denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranan sanık hakkında, duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle dosya üzerinden karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmiş ise de;

TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A

Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12/02/2016 tarih ve 2016/1 sayılı iş bölümüne ilişkin kararında “Uyarlama yargılamaları hariç olmak üzere hükmün infaz aşamasında disiplin cezaları, koşullu salıverilme, koşullu salıverilmenin geri alınması, denetimli serbestlik ve infazla ilgili diğer uyuşmazlıklardan kaynaklanan iş veyahut kararlara yönelik temyiz incelemeleri, hükme esas alınan suç ya da kararların niteliğine bakılmaksızın 1.Ceza Dairesi tarafından yapılır.” şeklindeki düzenlemeye yer verildiği, kanun yararına bozma talep tarihine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre; işin incelenmesi Yüksek 1.Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın incelenmek üzere adı geçen Daireye GÖNDERİLMESİNE, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.