YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/229
KARAR NO : 2018/7996
KARAR TARİHİ : 17.12.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık … hakkında kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar …, … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararının TCK’nin 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmekle yapılan incelemede;
Adli sicil kaydında hükümlülüğü bulunan sanıklar … ve … hakkında TCK’nin 58. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin, “Sorumlulukları oranında ayrı ayrı” yerine, “Eşit olarak” alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve savunmanı, sanıklar …, … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından “Eşit olarak” kısmı çıkarılıp, yerine “Sorumlu oldukları oranda sanıklardan ayrı ayrı” ibaresi eklenerek, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar …, …, … ve … hakkında yağma suçundan kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre olay günü katılan …’in saat 06.30 sıralarında camiden çıkıp evine gittiği sırada, sanıklar …, …, … ve … tarafından sanık …’nın kullandığı araca zorla bindirildiği, aracın bir süre sonra bir su deposunda durdurulduğu, burada sanık …’nın odun ile katılanın kafasına vurduğu, katılanı kafatası kemiğinde 5. derece kırık oluşacak ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaraladığı, silah gösterip katılana senet imzalattığı, daha sonra bu yerden ayrıldığı, sanıklar …, … ve …’nın “Senet imzalattığımızı söylersen işini bitiririz” dedikleri ve katılanı sanayi içerisinde bıraktıkları, sanık … savunmanı Av. … tarafından dava açılmadan önce katılan …’in borçlu olduğu 12.07.2013 tarihli 50.000 TL bedelli senedin sunulduğu, anılan senedin suça konu senet olup olmadığının katılana sorulmadığı anlaşılan dosyada,
Öncelikle,
a-Sanık … savunmanı tarafından sunulan 12.07.2013 tarihli senedin suça konu senet olup olmadığı hususunda katılan …’ın beyanı alınıp, sonucuna göre sanık … hakkında TCK’nin 168. maddesinin uygulanma koşullarının karar yerinde tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi,
b-Sanık … ile el ve işbirliği içerisinde hareket eden sanıklar …, …, …’nın nitelikli yağma suçundan mahkumiyetleri yerine yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
c-Sanık …’nın yağma suçunu birden fazla kişi ile birlikte ve silahla işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK’nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin yanı sıra (c) bendinin de uygulanması, aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, bu hususların değerlendirilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
d-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53/1-b maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanı ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.