Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2016/1649 E. 2019/717 K. 31.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1649
KARAR NO : 2019/717
KARAR TARİHİ : 31.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-) Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca verilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararlara karşı, aynı Yasanın 231/12. maddeleri uyarınca itiraz yolu açık olup, temyiz olanağı bulunmadığından; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 264/1. maddesi uyarınca, yasa yoluna başvuruda mercide yanılma, hakları ortadan kaldırmayacağından, aynı maddenin 2. fıkrasına göre itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II-) Sanık … hakkında yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Oluş ve dosya içeriğine göre; müşteki, sanık ve sanığın eşi tanık …’in bir akaryakıt tesisinde işçi olarak çalıştıkları dönemde, müşteki …’ın tanık …’e uygunsuz söz ve davranışlarda bulunduğu, tanık …’in işten ayrılmak istediği, bu durumu öğrenen müşteki …’in 26/06/2012 günü
işyerinde yemek yiyen tanığa yaklaşıp kolundan tutup “Niye işten çıkıyorsun” şeklinde tanığı taciz ettiğini gören sanık …’in çatalla müştekiyi yaraladığı, konuyu öğrenen işyeri sahibinin müştekinin iş akdini bu nedenle feshettiği, müştekinin de bir başka işyerinde çalışmaya başladığı, sanığın, eşini taciz eden müştekiye duyduğu öfkenin zaman içinde husumete dönüşüp, 18 yaşından küçük yakınlarını yanına alıp onu takibe başladığı, sanığın yanındakilerle 22/07/2012 günü saat 00.00’da müştekiyi görüp yakalayarak hep birlikte darp etmeye başladıkları, çevreden olaya müdahale etmek isteyenlere “Siz karışmayın bu namus meselesidir” dedikten sonra aynı yönde eylemlerine devam ettikleri, müştekinin bir fırsatını bulup petrol istasyonunun market bölümüne sığındığı, sanığın müştekiyi sürekli dışarı çağırdığı, müştekinin ise olanlardan korkarak dışarı çıkmadığı, sanığın kontrolden çıkan öfkesini elinden bir şekilde kurtulan müştekiye bir kez daha fiilen yönlendirebilmek umuduyla; “Arabanı alıp karakola gidiyorum, karakoldan arabanı alırsın” dedikten sonra müştekinin aracını alıp ayrıldığı, müştekinin beklenen ve /veya umulan tepkiyi verip dışarı çıkmaması üzerine sanığın, müştekinin aracını … Arçelik Fabrikası önünde bırakıp aracın yerini müştekinin yakınlarına haber verdiği, müştekinin, eşi …’e karşı davranışlarını bir türlü kabullenemeyen, yoğun ve kontrolsüz öfke patlaması yaşayıp adeta müştekinin cezasını kendisi vermek ve onu daha fazla darp etme kastıyla hareket eden sanığın eyleminin bir bütün halinde etkili eylem suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanık hakkında TCK’nin 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 31.01.2019 tarihinde Üye …’in muhalefeti ile oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Yağma suçunun tanımı 5237 sayılı TCK’nin 148. maddesinde yapılmış olup buna göre; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi …..” denilmektedir.
Görüldüğü üzere; suçun kanuni tanımında kastın dışında “Maksat veya saik” gibi, başka bir manevi unsura yer verilmemiştir. Bu nedenle failin malı cebir ve tehditle alması, suçun oluşması bakımından yeterlidir. Bunu hangi maksatla yaptığının yağma suçunun oluşması bakımından hiçbir önemi yoktur. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bugüne kadar istikrar kazanmış olan içtihatları da bu doğrultudadır.
Somut olayımızda; sanık …’in, yanında oğlu… ve yeğenleri …ile … olduğu halde, aralarında daha önceden husumet bulunan, müşteki …’ı, kullandıkları araçla takibe aldıkları, olay gün ve saatinde … Petrol’de, … plakalı aracının lastiklerine hava basmakta iken müştekinin yanına giderek tekme-… vurarak dövmeye başladıkları, ellerinde bulunan ve silahtan sayılan bıçak, şiş ve falçatayla vurmak suretiyle yaraladıkları, kanlar içerisinde kalan müştekinin, canını kurtarmak için kendisini döven şahısların ellerinden kurtularak petrol istasyonunda bulunan marketin içerisine attığı, bu esnada sanıkların marketin içerisine girerek müştekiyi orada dövmek yerine, petrol istasyonunda bulunan ve müştekiye ait olan … plakalı aracı onun rızası hilafına alarak petrolden uzaklaştıkları, bir süre sonra bu aracı …’e bağlı Karaağaç mevkiindeki boş bir alana terk etmek suretiyle bıraktıkları,
Bu duruma göre nitelikli yağma suçunun unsurları itibariyle oluştuğu, bahse konu mahkumiyet hükmünün usul ve mevzuata uygun olduğu ve onanması gerektiği görüşünde olduğum için,
Sayın çoğunluğun Bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.