Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2016/1602 E. 2019/381 K. 30.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1602
KARAR NO : 2019/381
KARAR TARİHİ : 30.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-) Sanık … hakkında yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık … savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-) Sanık … hakkında yağma suçundan; sanıklar … ve … hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesine gelince;
Yakınan …’e yönelik gerçekleştirilen eylemde, diğer sanıkla birlikte el ve işbirliği içerisinde hareket eden sanık …’ın suça doğrudan katıldığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nin 37/1. maddesi yerine 39. maddesi ile uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış,
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;
1-) Belli süre ile hapis cezasına mahkum olmak, cezanın uyarı gereksinimini ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabildiği gibi kısa süreli hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesi de toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir; bu durumda da seçenek yaptırımlara hükmedilebilir. Seçenek yaptırımlara uyarak hareket edenin kendisi için yararı ve hukuki sonuçları vardır. Olayda mevcut seçenek yaptırımların belirlenmesinde; kişiselleştirme ve bireyi topluma kazandırma gibi olgular ile cezanın karşılığı yaptırımın infazının da dikkate alınması gerektiği muhakkaktır. Kısa süreli hapis cezalarına karşı seçenek yaptırımlarının uygulanması 5237 sayılı TCK’nin 50. maddesinde yerini bulmuştur.
Bu yasa normunun uygulanması, mahkemenin takdir yetkisindedir. Bu takdir iki hususa ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan biri fail için seçenek yaptırıma hükmedilip hükmedilmeyeceği, diğeri de para cezasına mı yoksa güvenlik tedbirine mi hükmedileceği yönündeki takdiri kapsamaktadır.
Mahkeme bütün bu hususlarda takdir yetkisini kullanırken suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı ve suç işlemesindeki özellikleri göz önünde bulunduracaktır. “Bir yerlere gitmeme ve belirli etkinlikler yapmadan yasaklanma” seçenek tedbiri seçilecekse bu durumda belli yerler ve etkinlikler sanığın suç işlemesine, suça yönelmesine ya da zararlı alışkanlıkları edinmesine veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasına, çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunuyorsa; sanık veya hükümlünün, yeniden suç işlemesine yol açan bu tür yerler ve etkinliklerden ayrık tutulabileceğinin belirlenmiş olması gerekir. Dolayısıyla belli yere gitme veya etkinliğin yapılmasına ilişkin yasaklamanın, failin suç işlemesi veya zararlı alışkanlıklar edinmesine olumsuz etkileri bulunan konulara ilişkin bulunmalı yani çevrilen seçenek tedbir işlenen suçla bağlantılı olmalıdır. Aksi halde hakim takdirinden bahsedilemez.
Hal böyle olunca; söz konusu tedbir kararının sanığı suça yönlendiren ortamdan ayrık tutacak şekilde verilmesi gerekirken, suç tarihinde yakınan …’in üzerindeki pantolonu isteyip, aldığı olumsuz cevap üzerine yakınanı bıçakla yaralayan suç ortağı … ile birlikte hareket eden sanık … hakkında, sonuç olarak belirlenen kısa süreli hapis cezasının yaş küçüklüğü nedeniyle, “1 yıl süreyle kahvehanelere ve futbol sahalarına gitmekten yasaklanmasına” şeklinde tedbire çevrilmesi sırasında, kahvehanelere ve futbol sahalarına gitmenin sanığı nasıl bu eyleme sevk ettiği olgusunun açıklanmaması,
2-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.02.2014 gün 2013/789-2014/56 sayılı kararı ışığında 5237 sayılı TCK’nin 50. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan
seçenek yaptırıma çevrilen cezalarının, seçenek tedbirin gereğini yerine getirmeyen çocuk sanıklar hakkında aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca hapis cezasının tamamen ya da kısmen infazına karar verilemeyeceğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının CMUK’un 326. maddesi uyarınca korunmasına, 30.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.