Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2016/149 E. 2019/280 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/149
KARAR NO : 2019/280
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, kasten yaralama
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Yakınan … vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Yakınan …’ın 10.03.2015 günlü oturumda avukat talep etmediğini, sanıklardan şikayetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini belirttiğinin anlaşılması karşısında; usulüne uygun şekilde başvurularak katılan sıfatının kazanılmaması nedeniyle hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca, müşteki vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
II- O yer Cumhuriyet Savcısının ve sanıklar …, … savunmanlarının temyiz itirazlarının incelemesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yakınan …’ın aşamalardaki beyanlarında özetle, 28.10.2014 tarihinde karşılaştığı sanık …’in parasının olup olmadığını sorduğunu, aldığı olumsuz yanıt üzerine rızası olmadan üzerini arayıp cebindeki nüfus cüzdanını alarak “Para getirirsen sana nüfus cüzdanını veririm, eğer para getirmezsen gerisini sen düşün, sana yapacağımı biliyorum” diyerek yanından ayrıldığını, daha sonra 30.10.2014 tarihinde bu sefer sanıklar … ve …’in
yanına geldiklerini,“Para getirdin mi” diye soran sanık …’a “Param yok” deyince adıgeçen sanığın üzerini aradığını ve para bulamayınca “Neden bana para getirmedin” deyip kendisini darp etmeye başladığını, bu sırada sanık …’in de kendisini darp ettiğini beyan ettiği,
Yakınanın 30.10.2014 günlü adli raporunda; BTM ile giderilebilecek şekilde yaralandığının belirtildiği,
Sanıkların aşamalarda alınan beyanlarında özetle; yakınanın nüfus cüzdanını almayıp para istemediklerini, 30.10.2014 günü sanık …’nın yakınanı darp edip, sanık …’un tarafları aralamak için yakınana tekme attığını, üzerlerine atılı yağma suçunu kabul etmediklerini, savundukları,
31.10.2014 gün ve saat 18.10’da tutulan tutanakta; “Sanıklar ve yakınanın zaman zaman kaldıkları eski Tekel binasına, yangın merdiveninden çıkılarak 1. katında el feneri ile yapılan kontrolde söz konusu nüfus cüzdanının bulunamadığı”,
31.10.2014 gün ve saat 22.15’de düzenlenen tutanakta; “Emniyete gelen ve ‘abilerini görmek istediğini’ söyleyen tanık …’nun üst aramasında yakınana ait nüfus cüzdanının bulunduğu ve muhafaza altına alındığı”, 01.11.2014 günlü tutanakta “Nüfus cüzdanının yakınana teslim edildiğinin”, belirtildiği,
Tanık …’nun özetle; 31.10.2014 günü saat: 19.30 sularında Tekel binasına beyaz renkli plastik kapıdan içeri girmek isterken yerde yakınana ait nüfus cüzdanını bulduğunu, burada alkol aldıktan sonra kimliği teslim etmek için karakola gittiğinde görevlilerin kendisini yanlış anlayıp kimliği getirdiğini söylemeye fırsat vermeden üzerini arayıp kimliği bulduklarını ileri sürdüğü,
Tanık …’ın 01.11.2014 günlü kolluk beyanında; 30.10.2014 günü karşılaştığı yakınanın yanından ayrıldığı sırada arka taraftan sesler duyması üzerine geri döndüğünde yakınan ile şahsen tanıdığı ve isimlerini Tayfun ve Mustafa olarak bildiği şahısların birbirlerine vurduklarını, bir ara …’un, …’i çekerek ayırdığı, yakınanın da oradan ayrılarak gittiğini, gördüğü kadarıyla taraflar arasında kavga olayı yaşandığını, para ve kimlik isteme gibi bir olayı görüp duymadığını ifade ettiği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle, maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp tartışılması, doğruluğunun her türlü kuşkudan uzak bir şekilde ispatı zorunludur.
Hal böyle olunca, tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada;
Yakınanın nüfus cüzdanını rızası dışında üzerinden alıp para karşılığında iade edebileceğini söyleyip sonrasında amaca ulaşmak için yakınanın darp edilmesi şeklinde geliştiği ileri sürülen olayda; sanıkların savunmalarında adları geçen …, ile …” adlı kişinin açık kimliği saptanıp mahkeme huzurunda andlı beyanları alındıktan sonra, delillerin bir bütün halinde tartışılarak sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yetinilip, yazılı şekilde karar verilmesi,
2-24/11/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesinde yazılı, “Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
3-Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanıklar …, … savunmanlarının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.