Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2015/525 E. 2015/41128 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/525
KARAR NO : 2015/41128
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

Tebliğname No : Kanun Yararına Bozma – 2015/33389

Yağma suçundan sanık …’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 497/2, 59/2, 31 ve 33. maddeleri uyarınca 16 sene 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İSKENDERUN Ağır Ceza Mahkemesinin 18/07/2001 tarihli ve 2001/101-193 sayılı kararının, Dairemizin 27/02/2002 tarihli ve 2001/15428 esas, 2002/2267 karar sayılı ilamı ile onanmasını müteakip, cezanın infazı sırasında, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince yapılan uyarlama yargılaması sonucunda sanığın, lehe olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-a-c, 53 ve 62/1. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 21/03/2006 tarihli ve 2006/30-163 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 22/01/2015 gün ve 2014/2044/5355 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2015 gün ve KYB/2015/33389 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 12/02/2015 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:

Anılan Yazıda;

(5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesine göre, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceği; kazanılmış hak, suçun nitelendirilmesinin yapılmasında ve sanık hakkında uygulanan yasa maddeleri yönünden olmayıp, 18/07/2001 günlü ilk hükümdeki 16 yıl 8 ay ağır hapsin ceza süresi bakımından söz konusu olduğundan, yakınanlar …’nin para, cep telefonu ve ziynet eşyasının zorla alınması şeklindeki eylemlerinden dolayı hükümlü hakkında yakman sayısınca ayrı ayrı yağma suçundan hükümlülük kararı verilmesi yerine, tek suç kabulü ile yazılı biçimde uygulama yapılmasında isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiş ise de;
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
İskenderun Ağır Ceza Mahkemesinin 12/02/2009 tarih, 2008/117 esas ve 2009/68 karar sayılı uyarlama kararının hükümlü …’nın önceki yargılama aşamasında hükümlü tarafından verilen vekaletnameye dayanarak vekili olarak savunmanlığını yapan Avukat …’ya tefhim edildiği, vekalet ilişkisinin dolayısıyla savunmanlık görevinin, hükmün kesinleşmesiyle son bulduğu, bu nedenle de yapılan tefhim işleminin hukuken geçerliliği bulunmadığı gibi söz konusu kararın hükümlü …’ya tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosya içerisinde rastlanmadığı, kanun yararına bozmanın hakim ve mahkemelerce gerekli işlemler veya yargılama yapılarak verilen ve Yargıtay’dan geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlere karşı istenebileceği, yukarıda anlatılan nedenlerle kanun yararına bozma istemine konu uyarlama kararının henüz kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında;

1-) İskenderun Ağır Ceza Mahkemesinin 12/02/2009 tarih, 2008/117 esas ve 2009/68 karar sayılı uyarlama kararına yönelik kanun yararına bozma istemin bu aşamada REDDİNE,

2-) Hükümlüden anılan avukat ile vekalet ilişkisinin devam edip etmediği ve temyizine muvafakatı olup olmadığı sorulup, yokluğunda verilen ek kararın hükümlü ye tebliğ edildiğine ilişkin belgenin varsa dosyaya eklenmesi, yoksa tebliği ile bu belge ve sunarsa temyiz dilekçesi de eklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.