Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2015/3293 E. 2015/43195 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3293
KARAR NO : 2015/43195
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Mala zarar verme, Kasten yaralama

Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar …. ve…. savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Sanıklar….. ve … savunmanının mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yaptığı temyiz incelemesinde;
Sanıklar hakkında hükmolunan doğrudan para cezasının miktarı bakımından, 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5329 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle sanıklar….. ve … savunmanının temyiz isteğinin CMUK’nun 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanıklar….. ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar

tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi;

2- 13/12/2006 tarih 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 1. fıkrasında, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiş olup, vekilin Mahkemenin istemi üzerine Baro tarafından atanması nedeniyle katılan ile vekili arasında vekalet ilişkisinin bulunmadığı, zorunlu vekillik ilişkisinin bulunduğu anlaşılmakla, katılan yararına vekalet ücretine hükmolunmayacağının gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar….. ve … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından sanıklar hakkında kurulan hükümdeki “53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak sanıkların 5237 sayılı TCY’nin 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezaların infazı tamamlanıncaya kadar; (c) bendinde yazılı “kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri” açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına” cümlesi yazılmak ve ”katılan lehine vekalet ücreti yükletilmesine” ilişkin bölüm çıkartılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar….. ve … hakkında yağma suçundan kurulan hükümlerin ve sanıklar….. ve … hakkında mala zarar verme ./..
suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet Savcısının yaptığı temyiz talebinin incelemesinde;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanıklar ….. ve … hakkında katılan …’ye yönelik yağma suçu için kurulan hükümler yönünden duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunmalar doğrultusunda yapılan değerlendirilmede;
O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin yağma suçu bakımından sanıklar lehine olduğu ve mala zarar verme suçu yönünden ise suç vasfına yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Her ne kadar sanıklar hakkında TCK 149/1-d bendinin uygulanmasının gerekçesi olarak şartları oluşmadığı halde yol kesmek suretiyle olduğu belirtilmiş ise de, oluş ve dosya kapsamına göre yağma eyleminin bir konutun bodrum katında gerçekleştiği anlaşılmakla TCK 149/1-d bendinin uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemekle birlikte, sanıkların yağma suçunu işlemek için kullandığı fırça sapı, demir ve hortumun, 5237 sayılı TCK’ nun 6/1-f maddesinin 4. bendi uyarınca, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile yapısı itibariyle fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli olması özelliğiyle silah olarak kabulü gerektiğinden, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 149/1.maddesinin (c) ve (d) bendinin yanı sıra (a) bendinin de uygulanması ve aynı Yasanın 61.maddesindeki ölçütler gözetilerek temel cezanın belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2- Kolluk kuvvetleri cep telefonu ile sanık…..’a ulaştıkları, sanığın kendiliğinden gelerek teslim olduğu ve mağdurdan yağmalandığı belirtilen bir adet senet ile cep telefonunu iade ettiği, ancak diğer senet ile 750 TL paranın geri verilmediği, bu nedenle iade tam değil ise de, katılandan soruşturma aşamasında gerçekleşen kısmi iadeye onay verip vermediği belirlendikten sonra, sonucuna göre, sanıklar hakkında yağma suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nın 168/4 ve

168/3-1. cümlesinin uygulama koşullarının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler bakımından koşullu salıverilmeyle sona ereceği gözetilmeden, anılan hakların yönelik olduğu kişiler bakımından bir ayrım yapılmadan, sanıkların aynı Yasanın 53/1-c maddesinde yazılı haklardan koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi;

4- Sanıkların olay günü katılanın aracına bindikten sonra sanık…..’ın katılana ait araç ruhsatını yırtıp sürücü belgesini kırdığı katılanın aşamalardaki ifadesi ile anlaşılması karşısında, sanıkların eyleminin el ve işbirliği ile hareket ederek 5237 sayılı TCK 205/1. maddesinde düzenlenen resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ….. ve … savunmanının ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçelerinde ve sanıklar….. ve … savunmanı Avukat Mehmet Metin Karagöz’ün duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları ile, sanıklar….. ve … hakkında mağdur …’ye yönelik yağma suçu bakımından duruşmalı temyiz incelemesi yapılan hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıklar….. ve … hakkında, mağdur …’ye yönelik yağma suçundan kazanılmış hakkın korunmasına ilişkin oybirliğiyle alınan karar 30.09.2015 gününde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ‘ın katıldığı oturumda, sanıklar ve savunmanının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.