Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2015/2127 E. 2015/45115 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2127
KARAR NO : 2015/45115
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2015/152288
MAHKEMESİ : İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/02/2015
NUMARASI : 2015/44 (E) ve 2015/49 (K)
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmekle;

Sanık A.. B.. savunmanı Av.S..B.. 08/09/2015 tarihli dilekçesi ile sanık A.. B..’ın müdafiliğini soruşturma aşamasında yapmış olduğunu, sonraki süreçte herhangi bir görevinin bulunmadığını, bu nedenle vekil kaydının uyap sisteminden silinmesini istediğinden bahisle, sanık A.. B..’ın 07/10/2015 tarihli duruşmada kendisini yeni bir vekil ile temsil ettirip ettirmeyeceği hususlarının sorulması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan yazıya sanık A.. B.. 17/09/2015 tarihli dilekçesi ile kendi savunmamı kendim yapabilmek için görüntülü görüşme sistemiyle Yargıtay’daki duruşmama katılmak istiyorum dediği anlaşılmakla,

Mütalaası sorulan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanığın Yargıtay’da duruşmaya katılma hakkı bulunmadığından sanık A.. B.. hakkındaki incelemenin duruşmasız olarak yapılmasını talep ettiğinden; adı geçen sanık yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü;

Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 58.maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak,

5237 sayılı Yasanın 61. maddesiyle cezanın belirlenmesinde izlenmesi gereken yöntem açık ve denetime imkan tanıyacak bir biçimde ortaya konulmuştur. Buna göre somut olayda ilgili suç tanımında belirtilen cezanın alt ve üst sınırı arasında ceza tayin edilirken cezanın belirlenmesine ilişkin madde hükmündeki ölçütler dikkate alınacaktır. Bu düzenleme ile soyut gerekçelerle cezanın alt ve üst sınırdan belirlenmesi şeklindeki yanlış uygulamanın önüne geçilmek istenmiştir. Bu açıklamalar ışığında bir suçtan dolayı TCK’nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurulacak ve somut gerekçeler de belirtilmek suretiyle, kanundaki cezanın alt ve üst sınırı arasında takdir hakkı kullanılacaktır. Ayrıca temel ceza belirlenirken aynı Yasanın 3. maddesinin birinci fıkrasındaki ” Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” şeklindeki hüküm de gözetilmek zorundadır.

Hakimin temel cezayı belirlerken değindiği gerekçesi suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçları, işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksirine dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yerinde ve yeterli olmalıdır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme hakime ait ise de, bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu bağlamda suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının göz önünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur.

Sanığın, gece vakti evinin bulunduğu pasajın kapısını açmaya çalışan katılanın bir eliyle ağzını kapatıp, diğer eliyle de boynunu tutarak kepenklere dayadıktan sonra içerisinde 150,00.- TL para, cep telefonu ve banka kartları bulunan çantayı alarak olay yerinden kaçması biçiminde gerçekleşen somut olayda; yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin, yalnızca “takdiren ve teşdiden” denmek suretiyle alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle temel cezanın belirlenmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. B.. ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.