Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2013/27875 E. 2015/45081 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27875
KARAR NO : 2015/45081
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2012/41658
MAHKEMESİ : Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/12/2011
NUMARASI : 2011/234 (E) ve 2011/318 (K)
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1) Dosya içerisindeki 11/05/2011 tarihli yakalama üst arama ve teslim tutanağına göre; sanığın, çevreyi rahatsız ettiğine dair kolluğa ihbar gelmesi ve mağdurun aynı gün yağma iddiasıyla sanığı şikayet etmesi üzerine; sanığın, şehir merkezi Eski bayram yeri trafosu yanında yakalanarak gözaltına alındığı ve üst araması yapıldığı sırada mağdura ait suça konu S……. D 500 marka cep telefonunun üzerinden çıkması sebebiyle kolluk tarafından el konularak mağdura teşhis yaptırıldıktan sonra teslim edildiğinin anlaşılması karşısında;

Sanığın etkin pişmanlık iradesiyle hareket ederek mağdura ait suça konu cep telefonunu, kendi iradesiyle kolluğa teslim ettiğine dair bir bilginin dosyaya yansımamış olması sebebiyle mahkemece, söz konusu tutanağı tanzim eden tutanak düzenleyicileri, S..K..ve U..A..’dan, sanığın yakalanma esnasında söz konusu cep telefonunun müştekiye ait olduğunu söyleyerek kendi iradesiyle kolluğa teslim edip etmediği hususları sorularak sonucuna göre sanık hakkında TCK 168/1-3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2) Mağdur A.. B.. ve tanık P.. M.., sanığın, konutta, saat 22.30-23.00 sıralarında bıçak ile mağdura saldırarak, mağdurun cep telefonunu gasp edildiğine dair hazırlıkta samimi beyanda bulundukları, mahkemece de, mağdur ve tanık P.. M..’ın olayın sıcaklığı ile hazırlıktaki samimi beyanlarına üstünlük tanıyarak sanığın, mağdura yönelik beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı konutta geceleyin yağma eylemini işlediğinin kabul edilmesi karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 149/1.maddesinin (d), (e) ve (h) bendinin yanı sıra (a) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

3- “Değerin azlığının” 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda koşulları bulunmadığı halde, 150/2. maddesinin düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek, sanığın cezasından indirim yapılması,

4- TC. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK’nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.