Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2013/27261 E. 2015/45222 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27261
KARAR NO : 2015/45222
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2012/84975
MAHKEMESİ : Bafra Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2012
NUMARASI : 2012/8 (E) ve 2012/20 (K)
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun  takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır.

Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir, ”bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma” anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan ”zor”, fiziki zorlamadır.

İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil, gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit, yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Dolayısıyla hafif bir tehlikeyle tehdit, yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdit, yağma cürümünün oluşması bakımından yeterli değildir. Tehlikenin büyük olup olmadığı, daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözününe alınarak somut olayda nitelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa, yine yağmadan bahsedilemez.

Somut olaya gelince;

Sanık E.. Ç..’ın olaydan bir süre önce kendine ait aracı sattığı, ancak alıcıyla arasında çıkan sorunlar nedeniyle parasını tam alamadığı, bu nedenle sanığın satışta aracılık eden mağdur H.. C..’ı sorumlu tuttuğu, olay günü sanığın mağduru aracının içinde görerek yanına gidip ön koltuğa oturduğu, aracın üzerinde bulunan kontak anahtarını çekip alarak ”paramı sen ödeyeceksin, bu arabayı bana vereceksin” dediği, mağdurun kendisinin kefil olmadığını söyleyerek itiraz etmesi üzerine, sanığın cep telefonuyla birini arayarak yanına çağırdığı, kısa süre sonra bir kaç kişinin geldiğini gören mağdurun gelen şahısların kendisini döveceği düşüncesine kapılarak aracı bırakıp kaçması biçiminde gerçekleşen somut olayda; sanık tarafından sarf edilen sözlerin ve/veya mevcut fiziki koşulların yukarıda belirtilen yağma suçunun unsuru olarak betimlenen tehdit kapsamında değerlendirilemeyeceği, mağdurun psikolojik durumu ve/veya ürkek kişiliği ile yarattığı düşüncelerin de bu şekilde algılanamayacağı dikkate alındığında, mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ve yağma boyutunda bir cebir bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. Ç.. savunmanı ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.