Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2013/24227 E. 2015/44906 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24227
KARAR NO : 2015/44906
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2012/3128
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2011
NUMARASI : 2009/245 (E) ve 2011/329 (K)
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Sanığın, yaşı büyük olduğu için soruşturması ayrı yürütülen arkadaşı ile birlikte mağduru yağmalamasından sonra elini ve ayağını bağlayarak kaçtıklarının anlaşılması karşısında, sanık hakkında ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yaptırılması ve yine aynı süre içindeki iddianamedeki mala zarar verme suçundan açılan kamu davası yönünden bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür.

5237 sayılı TCK’nın 63/1. maddesi uyarınca, sanığın gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin hükmolunan cezasından mahsup edilmesinin cezanın infazı aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.

Kabul ve uygulamaya göre cezanın hesaplanmasında hata olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki hesap hatası nedeniyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Sanığa iddianame okunmadan, okunmuşsa bu husus tutanağa geçirilmeden sorgusunun yapılması suretiyle, 5271 sayılı CMUK’nın 191/3-b maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2- Sanığın, yağma suçunu TCK’nın 6. maddesine göre silahtan sayılan olay yerinde kırdıkları sehpanın ayağı ile mağduru darp ederek işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 149/1. maddesinin “a” bendi ile de uygulama yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,

3- Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın davet edilmesi üzerine kendiliğinden gittiği karakolda sorulması üzerine mağdurdan yağmaladığı telefonu çıkartarak polise teslim ettiğinin, yağmalanan giyim eşyalarının bulunduğu yeri söyleyerek bunların da iadesini sağladığının, para ve banka kartlarının iade edilmediğinin anlaşılması karşısında, kısmi iade nedeniyle TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca mağdurdan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının olup olmadığının açıkça sorulmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. E.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.