Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2013/20138 E. 2015/42283 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/20138
KARAR NO : 2015/42283
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

1-) Oluş ve dosya içeriğine göre; mağdur .. 25.02.2011 havale tarihli şikayet dilekçesinde, “2010 yılında eşinden ayrıldığını, komşusu olması sebebiyle tanıdığı sanığın ağabeyi .. kendisine yakınlık göstermeye başladığını, ancak.. bu ilgisini aile dostu olması sebebiyle karşılıksız bıraktığını, .. bu durumu saplantı haline getirdiğini ve sırf bu nedenle intihar ettiğini duyduğunu, sanığın da ağabeyinin bu durumundan kendisini sorumlu tuttuğunu, çocuklarına ve kendisine zarar vereceğini belirterek her biri 1000 TL bedelli beş adet senet imzalattığını, bu senetlerin bedeli peyder pey ve fazlasıyla ödemesine rağmen sanığın senetlerden ikisini iade etmeyerek para istemeye devam ettiğini, 1 Mart 2011 günü buluşmayı isteyen sanığın paranın kalanını almak için geleceğini, polis tarafından suçüstü yapılmasını talep edip” şikayetçi olduğu; mağdurun başvurusu üzerine belirtilen tarihte mağdur tarafından belirlenen buluşma yerine giden polis ekibinin, mağdurun kendisinden zorla senet ve para alan kişinin sanık olduğunu işaret etmesi üzerine sanığı yakaladıklarının 01.03.2011 günlü tutanak ile tespit edildiği ve bu tutanakta sanık ile mağdur arasında senet veya para alışverişi olduğuna dair bir bilginin mevcut olmadığı; sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında, “Mağdurun kayınvalidesi ile komşu olduklarını, mağdurun da evlenip kayınvalidesinin evinde yaşamaya başladığını, annesi ile olan ahbaplıkları nedeniyle sürekli olarak evlerine gelip giden mağdurun bir süre sonra ağabeyi … ile ilişkisi olduğunu duyduklarını, kendisinin ve tüm ailesinin bu duruma karşı çıktıklarını, ağabeyinin bu nedenle iki kez intihar edip ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi gördüğünü, evi terk ettiğini ve kendisiyle konuşmadığını, mağdur ile … tatile giden ağabeyinin 10.000 TL kredi çektiğini, maddi durumlarının iyi olmadığını bilen mağdurun gerek kredi borcu gerekse ağabeyinin tedavi masrafları nedeniyle rızasıyla para verdiğini, mağduru yağmalayıp zorla senet imzalatmadığını, okuma yazmasının olmadığını, hastalığı nedeniyle bir gözünün görmediğini, diğer gözünde ise görme kaybının olduğunu, bu nedenle mağduru yağmalamasının mümkün olmadığını, yağmalasaydı dahi parayı banka havalesi yoluyla değil elden alacağını, suçlamayı kabul etmediğini” beyan ettiği; mağdurun da 07.07.2011 günlü oturumda alınan ifadesinde, “2009 yılının Mart ayına kadar sanık ve ailesinin oturduğu mahallede yaşadığını, eşi ile sorun yaşayınca baba evine döndüğünü, ancak çocukları orada kaldığı için mahalleden sürekli haber aldığını, sanığın ağabeyi… kendisinden hoşlandığını da bu şekilde öğrendiğini, aralarında böyle bir ilişki olamayacağını belirttiğini, bir iki ay sonra sanığının ağabeyinin intihara teşebbüs ettiğini ve bu intiharın …. ailesinin ilişkilerine engel olmasından kaynaklandığı yönünde dedikodular yapıldığını duyduğunu, ekonomik durumlarının iyi olmadığını bildiği için …. tedavisi döneminde yardımcı olmak amacıyla kendi isteği ile dosya içinde makbuzları bulunan paraları havale ettiğini, bu olaylardan yaklaşık 1,5-2 ay sonra sanık kendisi ile görüşmek istediğini belirtince tedirgin olduğunu, ağabeyinin durumu nedeniyle suçlayıp zarar vereceğini düşünerek karakola başvurduğunu, boşanma döneminde de ruhsal durumunun bozulduğunu, depresyon tedavisi gördüğünü, bu nedenle fazlaca kaygılandığını, sonuçlarını düşünmeksizin senetleri doldurarak şikayetçi olduğunu, zararının giderilmesi yönünde bir talebinin bulunmadığını” belirttiği; sanığın mağduru tehdit ederek senet imzalattığı ve bu senetlerin bedellerini tahsil ettiği hususunda mevcut olan şüphenin, sanık lehine yorumlanması gerektiği ve aleyhinde mahkumiyete yeter nitelikte kanıt bulunmadığı düşünülmeden, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

2-) Pendik Cumhuriyet Başsavcılığı Suç Eşyası Defterinin 2011/605 sırasında kayıtlı, “3 adet senet ve 17 adet banka slibi” hakkında karar verilmemesi,

3-) Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması,
4-) Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle atanan savunmana ödenen avukatlık ücretinin, yeterli ödeme gücü bulunmayan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğunun gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık savunmanlarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.