Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2013/19119 E. 2016/673 K. 11.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19119
KARAR NO : 2016/673
KARAR TARİHİ : 11.02.2016

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Hükmolunan cezanın miktarına göre, sanık … … savunmanının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,

Mağdurların aşamalarda sanık lehine değiştirdikleri birden fazla beyanları bulunsa da, olaydan ve teşhisten kısa süre sonra alınan mağdur …’ın 06.03.2007 günlü, mağdur …’ın 07.03.2007 günlü soruşturma beyanlarında, “Olay günü yanlarına gelen 3 kişilik grup içinde öncelikle kendilerinden sigara isteyen kişinin sanık olduğunu” ifade ettikleri; yine mağdur …’ın kovuşturma aşamasında 19.02.2009 günlü oturumda, mağdur …’ın da 14.04.2009 günlü oturumda, “Kendilerine bıçak çekip telefonu isteyen kişinin yanında duran kişinin huzurdaki sanığa benzediğini” söyledikleri; tanık … …’ın 11.12.2005 tarihli kolluk ifadesinde, “Telefonu suç saatinden 1 saat kadar sonra satın aldığını” belirttiği; yine bozma sonrası dinlenen mağdur … vekili … … …’un 24.03.2011 tarihli celsede verdiği ifadesinde, “Mağdurun sanığı kesin biçimde teşhis ettiğini” beyan ettiği; sanığın “Seyyar satıcıdan alıp kullandığı telefonu babasının görüp hırsızlık malı olabilir düşüncesiyle uyarması üzerine, tanık …’e sattığını” söylediği; ancak sanığın başka bir satıcıdan aldığı telefonu kısa sayılabilecek 1 saat içinde kullandıktan sonra, farklı bir satıcıya sattığı savunmasının, yaşamın olağan akışına aykırı olduğu, mağdurların ilk beyanlarında sanığın telefonları yağmalamak için mizansen yapan grup içinde sigara isteyen kişi olarak gösterdikleri de dikkate alındığında; sanığın, telefonu diğer suç arkadaşları ile birlikte zorla aldıktan sonra telefoncuya sattığı anlaşıldığından, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamış;

Sanığın mağdurlardan yağmalamak suretiyle aldığı cep telefonlarından, mağdur …’a ait olanını tanık … …’a sattığı, adı geçen tanıktan satın alan tanık … …’ın ise telefonun suç eşyası olduğunu anlayıp mağdura iade ettiği, mağdur …. …’dan yağmalanan cep telefonunun veya bedelinin iade edilmediğinin anlaşılması karşısında, somut olayda sanığın etkin pişmanlık iradesi ile hareket ettiğine dair kanıt bulunmaması nedeniyle, “etkin pişmanlık” müessesesine yanlış anlam verilerek cezasından uygulama yeri olmayan 5237 sayılı TCK’nın 168/3. maddesi ile indirim yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanığın, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK’nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK’nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK’nın 53/1-b maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … … savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım çıkarılarak yerine, “Sanığın, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına” cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.