Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2012/18935 E. 2015/42395 K. 25.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18935
KARAR NO : 2015/42395
KARAR TARİHİ : 25.06.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma Konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Değişen suç vasfına göre hırsızlık suçundan; 5237 sayılı TCK.nın 142/1-b, 168/1, 62/1, 50/1-a, 52/2.maddeleri gereğince 4.000.- TL adli para cezası,

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu’nun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-) Bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit edilerek veya cebir kullanılarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.

Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malı, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle almaktır. Bu itibarla “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır.

Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olup, bu itibarla birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler alan kişi özgürlüğü, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir. Yağma suçu birden çok suçun bir araya gelmesiyle oluşmuş olsa da, onlardan ayrı ve bağımsız bir suçtur. Bu nedenle hırsızlık suçu için öngörülen suçu etkileyen nedenler yağma suçunda uygulama alanı bulamayacağı gibi iki farklı suç olmaları nedeniyle yağma ve hırsızlık suçları arasında zincirleme suç ilişkisinden de bahsedilemez.

Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, akabinde bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.

Bazı durumlarda fail asıl hırsızlık amacıyla harekete geçmesine karşın daha sonraki bir aşamada cebir ve tehdit kullanmaktadır. Bu durumda eylemin hangi suçu oluşturacağı tereddüt yaşatmaktadır. Suç kastının eylemin bir aşamasında değişmesi nedeniye doğan sonucundan sorumlu olacağı muhakkaktır.

Somut olaya gelince;

Suç tarihinde saat 18:00 sularında hırsızlık yapmak amacıyla yakınanın evine girip telefonunu alan sanığın, içerde karşılaştığı yakınana bıçak çekerek tehdit ettiğinin yakınan ve tanık … ısrarlı anlatımları ve bunu doğrulayan sanığın soruşturma aşamasındaki kabulü ile anlaşılması karşısında; sanığın hırsızlık olarak başlayıp tamamlanmadığı bir aşamada eyleminin konutta ve silahla yağma suçuna dönüştüğü düşünülmeden, eylemin vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması,

2-) Kabule göre de; 08.06.2007 tarih 2007/636 esas sayılı iddianame ile, sanık hakkında yağma suçundan TCK’nın 149/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan davada, sanığın yağma suçunu işlediğinin sabit olmadığı kabul edilerek beraatine, değişen suç vasfına göre eylemimin hırsızlık suçunu oluşturduğundan bahisle mahkumiyetine karar verilmiştir. Dava konusu eylemin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabul edildiği durumda, açılan davada dönüşen suç türüne göre hüküm kurulması ile yetinilmesi gerekirken, sanık hakkında iki suçu kapsayacak ve kesin hüküm oluşturacak şekilde ayrıca yağma suçundan beraat kararı verilmesi suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi gereğince sanığa verilen ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.