Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2012/12306 E. 2015/40152 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/12306
KARAR NO : 2015/40152
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Yakınanın hazırlık aşamasında verdiği beyanında özetle; 04.12.2008 günü saat:22.00 sıralarında daha önceden tanıdığı evrakı yaş küçüklüğü nedeniyle tefrik edilen ….. ile…’ın eniştesi olan sanığın çalıştığı işyerine geldiklerini, konuşmak istediklerini söylediklerini, sokak arasına girdiklerini,…n’ın elindeki cep telefonunu almak istediğini, vermeyince sanığın bıçak dayadığını, suratına kafa attığını, dengesini kaybetmesi üzerine …’ın cep telefonunu alıp kaçtığını ifade ettiği,

Yakınan mahkemede verdiği ifadesinde özetle; ….’ın çocukluk arkadaşı olduğunu, olaydan önce ….’ın akrabasının kendisine birisi sana küfür ediyor diye bir telefon numarası verdiğini, bu telefon numarasını arayıp küfür etiğini, telefondaki sesin …’a ait olduğunu anladığını, olay günü işyerinde olduğu sırada …’ın gelerek konuşmak için kendisini çağırdığını, sanığında yanında olduğunu, küfür olayı ile ilgili konuşmaya başladıklarını, sanığa sert konuştuğunu, sanığın kendisine kafa vurduğunu, cep telefonunu çıkararak birilerini aramak istedim, … kimseyi aramana gerek yok diyerek telefonu elimden aldığını, kendisinin işyeri içerisine girerek sopa aldığını yanında birkaç kişi ile birlikte dışarı çıktığını, sanık ve ….’ın kaçtığını beyan ettiği,

Sanık … tüm aşamalarda özetle; …’ın iş görüşmesi için giderken yakınanın çalıştığı işyerinin önünden geçtikleri sırada…’ın yakınanı göstererek kendisine telefonda küfür ettiğini söylediğini, konuşmak için yakınanı çağırdığını, işyerinin önünde konuşurken yakınana neden küfür ettiğini sorduğunda yakınanın yine küfür ettiğini, bunun üzerine yakınana kafa attığını, yakınanın telefonunu çıkarıp başkaların arayacağını söylediğini, ….’ın yakınanın elindeki cep telefonunu aldığını, yakınanı işyerine girerek 3-4 kişi ile birlikte ellerinde sopa ve bıçaklar ile birlikte dışarı çıktığını görünce kaçtıklarını ifade ettiği,

05.12.2008 tarihli tutanakta; yakınanı göstermesi üzerine ….’ın evine gidildiği ancak bulunamadığı, 05.12.2008 günü saat:01.30 da …’ın karakola gelerek olayı … ile birlikte gerçekleştirdiklerini ancak yakınanı gasp etmediklerini söyleyerek yakınana ait cep telefonunu iade ettiği, sim kartı ise kırıp attıklarını beyan ettiğinin bildirildiği dikkate alındığında yakınana ait cep telefonunun tartışma sırasında iletişimi kesmek amacıyla mı yoksa yağma kastıyla mı alındığı hususunda duraksamalar olduğu anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca;

1-) Yakınanın çalıştığı oto yıkamada olay günü çalışan başka kişilerinin bulunup bulunmadığı ve açık kimlikleri araştırılıp olaya ilişkin beyanları tespit edilip,

2-) Olay yerine ilişkin kamera görüntüsünün bulunup bulunmadığı araştırılıp,

3-) Yakınandan sim kartının kendisine teslim edilip edilmediği sorulup, aynı numaraya ilişkin olaydan sonra yeni bir sim kart çıkarma işlemi yapılıp yapılmadığı, sim kartın ve suça konu telefonun olaydan sonra kullanılıp kullanılmadığı araştırılıp, 05.12.2008 tarihli tutanak mümzilerinde tanık olarak dinlenip sonucuna göre tüm kanıtlar yeniden birlikte değerlendirilerek suçun hukuki vasıflandırılması yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yetinilip yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;

Yağma eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 149/1-c, h bentlerine aykırı şekilde birden fazla kişi ile birlikte ve geceleyin işlendiği anlaşılmakla 5237 sayılı TCK.nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık…. savunmanı ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.