Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/90 E. 2023/8300 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/90
KARAR NO : 2023/8300
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2893 Esas, 2022/2891 Karar
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/19 Esas, 2021/732 Karar

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı … vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı … vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı … vekili Avukat … gelmiş, davacılar vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Muğla ili, Fethiye ilçesi, … köyü 1 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava şartları yokluğundan davanın reddine karar verilmesini; dava konusu taşınmaz üzerinde Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas sayılı dava dosyası ile tedbir şerhi bulunduğundan, dava konusu taşınmaz kayıtları ile ilgili tedbir kayıtlarının tapuda şerh edildiği tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın süre aşımı nedeni ile de reddinin gerektiğini, davacıların dava konusu taşınmazı kendilerine devreden şahsa karşı dava yöneltmeleri gerektiğini, orman ve kıyıların ne suretle olursa olsun mülk edinilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle tazminat talebinin reddinin gerektiğini, davanın esas yönünden incelenmesi ve taşınmazın bedelinin tespiti cihetine gidilse dahi, zararın meydana geldiği tarih olan tapu iptaline dair Mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibari ile taşınmazın niteliği ve değerinin belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalıdır şerhi bulunduğunu, davalıdır şerhi ve tedbire rağmen taşınmazda hisse devri satın alanların bu taşınmaz ile ilgili kıyı kenar nedeni ile tapu iptali davasını bilerek ve vakıf olarak satın almalarından dolayı iyi niyetli oldukları gerekçesiyle ve aleniyet ilkelerine istinaden devletin sorumluluğu ilkelerine göre tazminat talep etme hak ve ehliyetleri olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı gayrimenkul ve aynı dava konusuyla ilgili derdest dosyalarda 3- 4 farklı bilirkişiden rapor alınmaması gerektiğini, objektif adalet ilkesi gereğince bilirkişi raporu istikrarının bozulamayacağını, davaya konu parsel ile ilgili Fethiye Asliye Hukuk Mahkemelerinden karar verilmiş olup hâlen Yargıtayda bulunan dosyalar olmasına rağmen ve mahkemede bu dosyaların karar istikrarı yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini söylemelerine rağmen yerel mahkemenin ısrarla bu usulsüz kararı verdiğini, aynı yer ile ilgili olarak verilen ve Yargıtayda olan Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/234 Esas, 2018/197 Esas, Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/322 Esas sayılı dosyalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca İlk Derece Mahkemesince tapu iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla tazminat kararı verildiğini, oysa Yargıtayın son içtihatlarında dava tarihinin esas alınarak karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın Kanun’da belirlenen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler içinde açılmadığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin şartlarının oluşmadığını, aksi kabul hâlinde taşınmazın değerinin belirlenmesine esas alınan somut emsalin uygun olmadığını, %40 oranında düzenleme oraklık payı kesilmesi gerektiğini, bedelin yüksek belirlendiğini, taşınmaz bedelinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın kıyı çizgisi içinde kaldığından tapu kaydı iptal edilen 143.340 m² kısmının imar uygulaması sonrasında 141.916,97 m² kaldığı ve davacıların bu kısma isabet eden paylarının metrekare olarak belirtildiği dava konusu taşınmazdaki 1/80 hissenin davacılar murisi … tarafından 19.09.1953 yılında edinildiği, bu hâli ile edinme tarihine göre, tapu kaydına çok sonradan konulan tedbirin davacıların iyi niyetini ortadan kaldırmadığı görülmekte olup, devletin sorumluluğu doğduğundan zararın tespit ve tahsiline dair değerlendirme yapılmasının yerinde olduğu ve tapu kaydının iptaline ilişkin Mahkeme kararının kesinleştiği 24.04.2017 tarih itibarıyla davaya konu taşınmazın arsa olarak kabulünün yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de ulaşılan sonucun, hakkaniyet ve aynı taşınmaz için diğer hissedarlar tarafından açılan davalar arasındaki birlik itibarıyla belirlenen bedelin uygun olmayacağı görüldüğünden Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/322 Esas, 2019/166 Karar sayılı dosyasında, tapu iptalinin kesinleştiği 24.04.2017 tarihi itibarıyla belirlenen 1.158,55 TL/m² birim değere göre bulunan bedelin 24.04.2017 tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsili yönünde karar verildiği, bu karının Dairenin 2019/1872 Esas, 2021/589 Karar sayılı ilâmı ile uygun bulunarak davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, Daire kararının da Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.05.2022 tarihli ve 2021/6445 Esas, 2022/9259 Karar sayılı ilâmı ile onandığı anlaşıldığından dosyada mevcut 09.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda kesinleşen 1.158,55 TL/m² değere göre hesaplama yapılmış olduğu ve davacılar tarafından eksik harcın bu bedele göre tamamlanmış olduğu görüldüğünden usul ekonomisi de düşünülerek bu rapora göre ilk kararın davacılar tarafından istinaf edilmediği dolayısıyla davalı idare lehine kazanılmış hak doğduğu dikkate alındığında, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulüne karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Fethiye ilçesi, Kargı Mahallesi l ada 24 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi tarafından Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas, 1999/292 Karar sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil istemli davada 143.340 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kaldığından tapu kaydının iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek hükmün tescil yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve kararın 24.04.2017 tarihinde kesinleştiği, tapu kaydı iptal edilen 143.340 m²lik kısmın imar uygulaması sonrasında 141.916,97 m² kaldığı, eldeki davanın 26.09.2017 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, tapu kaydında Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/887 Esas sayılı dosyasından 16.06.1988 tarihli ve 2130 yevmiye sayılı işlem ile ihtiyati tedbir şerhi, yine aynı Mahkemenin 07.10.2015 tarihli ve 14041 yevmiye numarası ile kesinleşmemiş Mahkeme kararı şerhi konulduğu, davacıların dava konusu taşınmazdaki paylarının ihtiyati tedbir şerhinden önce taşınmazı edinen murislerinden intikalen geldiği anlaşılmaktadır.

3. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve Dairemiz denetiminden geçen aynı taşınmaza ilişkin paydaş dosyaları ile uyumlu olarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.