Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/86 E. 2023/6165 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/86
KARAR NO : 2023/6165
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin asıl dava ile ecrimisil istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyü 281 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı kurum tarafından haksız işgal edildiğini, davalı şirketlerin müvekiline ait taşınmazda usul ve kanuna aykırı bir şekilde kendi lehlerine ipotek tesis ettiğini, söz konusu ipoteğin kaldırılması için Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/168 Esas, 2010/466 Karar sayılı dosyasında açtıkları davada ipoteğin iptaline karar verildiğini, davalıların kötü niyetli olarak haksız işgalci olduklarını, Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/61 Değişik İş kararıyla tespit edildiğini davalıların müvekile haksız işgal için ayrıca bir ödeme yapmadığını, bu nedenle işgalin başından itibaren ecrimisil ödenmesini talep ettiklerini, müvekillerine ait davaya konu taşınmaza ilişkin müdahalenin menine el atılan kısım için ecrimisil bedelini hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen dosyanın dava dilekçesinde özetle; dava tarihi olan 18.12.2012 tarihinden 15.06.2015 tarihleri arası fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ecrimisil alacağının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ecrimisil yönünden miktar belirtilmediğinden harcı ödenmeyen usul ve kanuna uygun açılmış bir dava olmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, müdahaleden men taleplerininde harca esas değerinin belirtilmemesi ve davacıların bu taleple ilgili harçlarının yatırmamış olmaları nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi düşüncede ise eksikliğin ihtaratlı sürede tamamlamalarına karar verilmesini, davacıların davalarını belirsiz alacak davası şeklinde ikame etmiş olmalarının hukuka aykırı olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu müvekkilinden hiç bir şekilde hiç bir hat talebinde bulunamayacaklarını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacıların gerçekleştirdiği değişik iş tespit işleminin müvekili şirkete tebliğ edilmediğini, söz konusu tespiti hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacıların dava dilekçelerinde ecrimisile konu ettikleri dönemi bildirmediklerini, somut olayda hiç bir şekilde ecrimisil gerçekleşmediğini, davacıların ecrimisil talepleri ve tüm dava dilekçesindeki taleplerinin gerçek dışı olduğunu ve bu nedenle reddine karar verilmesi talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 12.11.2015 tarihli ve 2012/596 Esas, 2015/408 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı … Dağıtım AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Siirt ilinde ve dava tarihinden sonra yapılan bir kira sözleşmesi ecrimisil hesabında esas alındığından bu rapora göre hüküm kurulması hatalı olduğundan davacı tarafa dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde kira sözleşmelerini bildirmeleri için imkan tanınması, lüzum halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsale göre ecrimisil hesabı yapılması gerektiği, Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesince açılan dava tarihi olan 16.03.2010 tarihinden ecrimisil davasının dava tarihi olan 18.12.2012 tarihleri arasında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, sözü edilen davanın kesinleşme tarihinden itibaren ecrimisil bedelinin hesaplanması hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 28.09.2022 tarihli ve 2018/306 Esas, 2022/641 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; işgal devam ettiğinden ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerektiğini, gerekçe ile hüküm arasında çelişki olduğunu, vekaletname sunulmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 77 nci maddesinin birinci fıkrasına göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtaratın asil ve ya vekile tebliğ edilmeden açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğini, karşı tarafın kararın verildiği duruşmada mazeret bildirdiğini, davanın açılmamış sayılması yönünde bir talebinin olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olarak verilen kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 6100 sayılı Kanun’un 77 nci maddesi “(1) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır….” maddesi

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bozma sonrası yapılan yargılamada, birbirini takip eden iki duruşmaya davacı vekili dışında avukatların katıldığı, mahkemece baro pulu ve yetki belgesinin tamamlanması için ihtaratlı süre verildiği, verilen süreye rağmen eksiklik tamamlanmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; 6100 sayılı Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile bildirmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verilebileceği düzenlendiğinden, davacı asile yapılan işlemlere icazeti olup olmadığı sorulması gerekirken, davacı asile tebligat yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan sair hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının iadesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.