Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/805 E. 2023/8497 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/805
KARAR NO : 2023/8497
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/8 Esas, 2021/406 Karar ( Birleştirilen Denizli 3. Asliye
Hukuk Mahkemesinin 2018/214 Esas Sayılı Dosya )
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin asıl dava ile kamulaştırma bedelinin faizi istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada davalılardan … , …, … , … , … ve … hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Davacı idare vekilinin hükmün tavzihini talep etmesi üzerine, Mahkemece 26.10.2022 tarihli ek karar ile hükmün tavzihi talebinin reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin asıl kararı ile tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl dava dosyasında davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli ili, … ilçesi, … Mahallesi 1472 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dava dosyasında 13.12.2005 tarihinde verilen karar ile dava konusu Denizli ili, … ilçesi, … Mahallesi 1472 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile müvekkilleri murisine 43.470,00 TL bedelin ödenmiş olduğunu, ancak faize hükmedilmediğini, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine eklenen hüküm kapsamında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren yasal faiz işletileceğinin düzenlendiğini, müvekkilleri için tespit edilen bedele de karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Asıl dava dosyasında davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

2. Birleştirilen dava dosyasında davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, asıl davada verilen kararın bedel yönünden temyiz edildiği ve yargılamanın halen devam ettiğini, davanın açıldığı tarih ve karar tarihi itibarıyla yasal faiz hükmünün yürürlükte bulunmadığı, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile faiz hükmünün eklendiği, davacıların faiz talep etme haklarının bulunmadığını, kanunların geriye yürümesinin mümkün olmadığını, asıl alacak olan kamulaştırma bedeli ödendiğinden asıl alacağın fer’i hakkı niteliğinde olan faiz alacağının talep edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.12.2005 tarihli ve 2003/138 Esas, 2005/734 Karar sayılı kararı ile davalılardan … , …, … , … , …, …, …, …, … hakkında açılan davanın reddine, davalı … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 12.12.2005 tarihli ve 2003/138 Esas, 2005/734 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 23.11.2006 tarihli ve 2006/5373 Esas, 2006/9642 Karar sayılı kararı ile hükme emsal alınan bilirkişi kurulu raporlarında somut emsal olarak incelenen … Mahallesi 1466 ada 8 ve 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkında rapordaki açıklamalara göre alıcının banka olduğu, bankaların alıcı durumda olduğu taşınmaz mal satışlarının emsal alınamayacağı belirtilerek genel nitelikteki değerlendirmelerle yetinilen rapora itibar edilemeyeceği, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın yapı sınıfının 3/A olarak kabul edilerek 264 TL/m² esas alınması gerekirken, 200 TL/m² fiyatı uygulanarak binaya düşük değer takdir edildiği ve taşınmazda malik olup haklarında ret kararı verilen davalılar … ve … ’nun paylarının da iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılardan … , …, … , … , …, …, …, …, … hakkında açılan davanın reddine, davalı … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 02.11.2017 tarihli ve 2016/82 Esas, 2017/394 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 25.12.2008 tarihli ve 2008/10958 Esas, 2008/13215 Karar sayılı kararı ile bilirkişi kurulu raporunda incelenen emsal satışların bir kısmının dava tarihinden sonraki satışlar olduğu, bir kısmının ise satış bedelinin düşük gösterildiği için alınmadığı ve genel değerlendirmeler ile dava konusu taşınmazın metrekare birim değerinin, yönteme aykırı olarak düzenlenen bu rapora itibarla hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davalılardan … , …, … , … , … ve … hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine ve diğer davalılar hakkında açılan davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için tespit edilen bedel ile kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen bedel arasında fahiş fark olduğunu, imar planında katlı otopark alanında kalan taşınmaz için Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları doğrultusunda makul bir indirim yapılması gerektiğini, emsal alınan taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu ve kanunun aradığı şartları taşımadığını, bu nedenle emsal olarak değerlendirilemeyeceğini, bilirkişi raporunda soyut ve genel nitelikte ifadelerle yapılan değerlendirmelerin hükme esas alınamayacağını, davalı … adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili idare adına tesciline ilişkin kurulan hükümde tescilin tüm takyidatlardan ari biçimde gerçekleştirilmesine karar verilmesi gerektiği gibi, tescil yönünden kararın kesin olduğunun belirtilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bir kısım davalı murisi … adına kayıtlı payın takyidatlardan ari olarak davacı idare adına tesciline hükmedilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmaması doğru değildir.

3. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca açılan davalarda, tescil ve terkine ilişkin hükümler kesin olup, tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır. Bu durumda, mahkemece tescil yönünden kesin olarak hüküm kurulup, bedel yönünden kanun yolunun açık olduğunun gösterilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin Mahkemenin ek kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile tavzih talebinin reddine ilişkin 16.11.2021 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davacı idare vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “payın” kelimesinden sonra “davacı” kelimesinden önce gelmek üzere “takyidatlardan ari olarak” ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının son paragrafında yer alan “karşı” kelimesinden sonra “kararın” kelimesinden önce gelmek üzere “tescil hükmü yönünden kesin, bedel hükmü yönünden” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacı idareye iadesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.