Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/76 E. 2023/5486 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/76
KARAR NO : 2023/5486
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulşastırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davada bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı idare vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleştirilen dosyaların dava dilekçelerinde özetle; özetle; davacıların … ili, … ilçesi, … Mahallesi 703 ada 13 parselde kayıtlı üzerinde kat mülkiyeti kurulu ana taşınmazda bağımsız bölüm maliki olduklarını, taşınmazın bir kısmının sahil tarafında bir kısmının ise Mithatpaşa Caddesi üzerinde kaldığını, … Sahil Bulvarı ve Mithatpaşa Caddesinde bulunan kısma kaldırım ve yol yapmak suretiyle davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadan fiilen el atıldığını ileri sürerek tespit edilecek tazminat bedelinin faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın öncelikle idare ile uzlaşma yoluna gitmesi gerektiğini, bu hususta uzlaşma talebinde bulunulmuş ise de kanuni süreç tamamlanmadan dava açıldığından öncelikle uzlaşma sürecinin tamamlanmasının beklenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın kadastral parsel olduğunu, imar uygulaması yapıldığında taşınmazın %40’ı nın bedelsiz olarak kamuya terkedileceğinden davacının mülkiyet hakkına tecavüzün söz konusu olamayacağını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, faiz talebinin hukuki dayanağının olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davanın kabulüne; davacı ölü … mirasçıları … için 148.670.49 TL , … için 148.670,49 TL, … için 99.113.69- TL; Davacı ölü … mirasçıları … için 30.038,61 TL, … için 30.038,61 TL, … için 20.025,74 TL, … için 25.588,44 TL, … için 76.765,33 TL, … için 102.353,77 TL,… için 102.353,77 TL, … için 102.353,77TL, … için 102.353,77 TL olmak üzere toplam 867.782,00 TL kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatın dava tarihi olan 26.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 11.10.2022 tarihli ve 2022/5235 Esas, 2022/13756 Karar sayılı kararıyla davacılar … mirasçıları dışındaki davacılar vekili ile davalı idare vekilinin temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde olmadığı belirtilerek, mahkemece asıl dava ile birleştirilen davada … mirasçılarının hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre toplam paylarına düşen bedelin 988.326,50 TL olduğunun belirlendiği ve buna göre mahkeme kararının hüküm kısmında her bir davacının payı ayrı ayrı belirtildiği halde, sonuç bedel toplam 867.782,00 TL yazılmak suretiyle infazda tereddüt uyandıracak şekilde ve birleştirilen dava yönünden de kısmen kabule ilişkin karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden bahisle bozma karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı idare vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; maktu harca hükmedilmesi gerektiğini, birleştirilen dosya için kısmen kabul kararı verildiğini, buna göre reddedilen kısım üzerinden idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, tüm yargılama giderlerinin idare üzerinde bırakıldığını, birleştirilen dosya açısından kabul edilen miktara ilk dava tarihinden itibaren faiz yürütlmesinin hatalı olduğunu, idarenin usuli müktesep hakkı gereği birleştirilen davanın tüm davacılar yönünden reddedilmesi gerektiğini, ilk karardan sonra davacılar vekilinin 17.04.2023 tarihli temyize cevap dilekçesinde kararın onanmasını istediğini, hükmedilen bedelin yüksek olduğunu, tapu kaydındaki tüm takyidatların ve intifa takyidatının tapudan kaldırılması gerektiğini ileri sürerek Dairemiz ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki belgelerin incelenmesinde; davacılardan … payı üzerinde davacı … intifa hakkı olduğu ve intifa hakkı sahibi yaşadığı halde … hissesine düşen taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi bu davacı adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde bedelin davacı …’na ödenmesine ve bedeline hükmedilen kısımların intifa hakkında ari olarak davalı idare adına tesciline karar verilmelidir.

3.Davacılardan … payını diğer davacı …’e sattığından ve taşınmazda artık pay sahibi olmadığından bu davacı yönünden bedele hükmedilmemesi gerekir.

4.Tapudaki haciz/ipotek şerhleri hükmedilen bedele yansıtılmalıdır.

5. Davacılar … , …, …, …, … ölü davacı … mirasçısı olmadığı halde infazda tereddüt uyundıracak şekilde hüküm fıkrasında … mirasçısı olarak zikredilmeleri hatalıdır.

6. Mahkemece asıl dava ile birleştirilen davada … mirasçılarının hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre toplam paylarına düşen bedelin 396.454,67 TL, tüm davacılar lehine hükmedilmesi gereken bedelin toplam 988.326,50 TL olduğunun belirlendiği ve buna göre mahkeme kararının hüküm kısmında her bir davacının payı ayrı ayrı belirtildiği halde, mahkeme kararının hüküm fıkrasında sonuç bedelin toplam 867.782,00 TL yazılması suretiyle infazda tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması ve birleştirilen dava yönünden kısmen kabule ilişkin hüküm kurulmaması doğru değildir.

7.Birleştirilen dava açısından kısmen ret kararı verilmesi gerektiğinden ret miktarı üzerinden karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi gereğince idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve birleştirilen dava açısından kabul-ret oranına göre davacı tarafın yapmış olduğu yargılama masraflarının bölüştürülmesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşılmıştır.

8.Bu durumda davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin KABULÜNE,

2.Dairemizin 21.10.2022 tarihli ve 2022/5235 Esas, 2022/13756 Karar sayılı ilâmının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;

3.Mahkeme kararının, değerlendirme kısmının (2) ila (7) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA,

Davalı vekilinden peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

Davacı …’den peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.