Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/714 E. 2023/8325 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/714
KARAR NO : 2023/8325
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/368 Esas, 2022/454 Karar (Birleştirilen 2009/611 Esas ve 2016/73 Esas)
KARAR : Konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına / Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl dava ile ecrimisil talebine ilişkin birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonucu asıl davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların ise kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların ise kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Şile ilçesi, … Mahallesi 79 ada 3 parsel sayılı taşınmazın müvekkili davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın büyük bır kısmının İSKİ’nin dere çalışmaları sırasında kamulaştırma yapılmadan dereye katıldığını, derenin taşınmazın tam ortasından geçirildiğinden taşınmazın kalan kısmının imar açısından kullanılamaz hale geldiğini belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen 2009/621 Esas, sayılı dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; dere çalışmaları sırasında kamulaştırma yapılmadan taşınmazın dereye katıldığını, derenin taşınmazın tam ortasından geçirildiğinden taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini belirterek belirlenecek ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

3 .Davacı vekili birleştirilen 2016/73 Esas sayılı dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; dere çalışmaları sırasında kamulaştırma yapılmadan taşınmazın dereye katıldığını derenin taşınmazın tam ortasından geçirildiğinden taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini belirterek belirlenecek ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dere taşkınlarında görevin ilgili belediyelere yüklendiğini, müvekkili idarenin “dere ıslah ve koruma alanlarında yer alan bir taşınmazı kamulaştırması” ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının talebi üzerine onun adına kamulaştırma yapmak suretiyle mümkün olduğunu belirterek davacının davasının husumetten reddini talep etmiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, 1/1000 ölçekli plana göre fiili uygulama yapma görev ve yetkisi bulunan Şile Belediyesine veya yatırımcı idare olan DSİ veya İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine husumet yöneltilmesi gerektiğini ve yargı yolu itirazlarının bulunduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.05.2013 tarihli ve 2009/606 Esas 2013/213 Karar sayılı ilamı ile davalı … hakkında açılan davanın kabulüne, davalı İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazın satışı değerlendirmede esas alınan dava tarihinden sonra yapıldığından emsal olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi; dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle; emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması; ayrıca dava konusu taşınmazın, imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle değerinin belirlenmesi için, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, geçersiz rapora göre karar verilmesi, doğru olmadığı gibi, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un Geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile “kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. … açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2015/6 Esas 2019/191 Karar sayılı ilamı ile asıl dava yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

A. İkinci Bozma Kararı
1. Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmiştir.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece verilen ilk kararda davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddine, … hakkında açılan davanın ise kabulüne karar verildiği ve bu husus bozmaya konu edilmediği halde, davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, ecrimisil talebine ilişkin birleştirilen davalarda hükmedilen bedellerin davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğünden tahsiline karar verilmesi hatalı olduğundan ve ecrimisil bedeline her dönem sonu itibariyle ayrı ayrı faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2022 tarihli 2020/368 Esas, 2022/454 Karar sayılı ilamı ile asıl dava yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde;sorumlu idarenin İSKİ Genel Müdürlüğü olduğunu, bozma ilamı öncesi hükme esas raporda hesaplanan ecrimisil bedeli 95.911.25 TL olduğu halde bozma ilamı sonrası 112.744,29 TL ecrimisil bedeli kabulünün doğru olmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Davacının asıl dava olan kamulaştırmasız el atma davasını açtığı tarih itibari ile bedeli karşılığında mülkiyet hakkını idareye devretme iradesini ortaya koyduğu için idarenin taşınmaza el atması nedeniyle açılan asıl dava tarihi olan 18.11.2009 tarihine kadar davacı tarafça ecrimisil talep edebileceği bu tarihten sonra talep edemeyeceği gözetilerek birleştirilen Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/73 Esas sayılı dosyasındaki ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı … Başkanlığın’dan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.