Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/700 E. 2023/8382 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/700
KARAR NO : 2023/8382
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/202 Esas, 2022/294 Karar
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki olduğu İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, … Mahallesi, 333 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1990’lı yıllarda belediye tarafından el atılarak kullanıldığını, el atma bedelinin bugüne kadar kendilerine ödenmediğini, yerin gelişmiş bir bölgede bulunduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu belirterek müvekkiline ait taşınmaza yapılan el atmanın tespitine, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile değerinin bedele dönüştürülerek şimdilik 6.000,00 TL’nin davalı idareden tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza idarece el atma söz konusu olmadığını, husumetin DSİ’ye yöneltilmesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.05.2009 tarihli ve 2007/111 Esas, 2009/391 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 21.05.2009 tarihli ve 2007/111 Esas, 2009/391 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın su deposu ve Kozyatağı ishale hattı inşaat alanında kaldığından 1974 yılında DSİ tarafından kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin o tarihteki malikleri adına bankaya bloke edildiği ve kamulaştırmaya ilişkin belgelerin davacılara 25.08.1977 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldığından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde yazılı 30 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemenin Direnme Kararı:
Mahkemenin 01.11.2011 tarihli ve 2011/234 Esas, 2011/620 Karar sayılı kararı ile davacıların bedel davası açması için 30 günlük sürenin başlangıcını oluşturacak usulüne uygun noter tebliğinin varlığı davalı idarece ispatlanamadığından, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Mahkemenin 01.11.2011 tarihli ve 2011/234 Esas, 2011/620 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına direnme kararı üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda verilen 04.07.2012 tarihli ve 2012/5-208 Esas ve 2012/443 Karar sayılı ilâmı ile mahkemenin direnme kararı usul ve kanuna aykırı bulunmuş ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.Mahkemenin 09.04.2013 tarihli ve 2012/1046 Esas ve 2013/135 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.

2. Mahkeme kararının kesinleşmesi sonucu davacılar tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucu, Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

E. Anayasa Mahkemesinin İhlal Kararı Üzerine Yargılamanın Yenilenmesi İstemi Sonrası Verilen Karar
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı üzerine davacıların yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine Mahkemenin 22.12.2015 tarihli 2015/360 Esas, 2015/492 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

F. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 22.12.2015 tarihli 2015/360 Esas ve 2015/492 Karar sayılı kararına karşı davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyada bulunan 01.02.2015 yazı ve eklerine göre; Ömerli-Üsküdar İsale Hattı ve K.Çamlıca depolarının yapım işine 05.02.1970 tarihinde başlanmak suretiyle taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşılmakla; 05.02.1970 tarihi el atma tarihi olarak kabul edilerek bu tarihte dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar planı kapsamında olup olmadığı, etrafının meskun olup olmadığı, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunup bulunmadığı ve belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı araştırılıp, taşınmazın el atma tarihinde arsa mı arazi mi olduğu belirlenip soncuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile arsa olarak kabulü ile bedelinin tahsiline karar verilmesi, kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz satışları özel nitelikte şirket satışları olduğundan bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda dava konusu taşınmazın arsa mı arazi mi olduğu belirlenip arsa ise dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için taraflara imkan tanınması lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesi, arazi vasfında olduğu tespit edilir ise net geliri esas alınarak değerinin tespit edilmesi bakımından yeniden keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

G. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporun bozma ilamına uygun olmadığını, kamulaştırma işleminin DSİ tarafından yapıldığından davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un “Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti” kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları, 25 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik öncesi 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.