Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/670 E. 2023/5923 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/670
KARAR NO : 2023/5923
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 104 ada 582 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeline dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedelinin düşük olduğunu, taşınmazın D-400 Karayolu üzerinde, ilçe kamu binalarına yakın olduğunu, halihazırda ” Begit Petrol ” adında petrol istasyonu olan dava konusu taşınmazın yakın çevresinde … ilçesi, Karşıyaka Mahallesi yerleşkesi, sanayi tesisleri, fabrika binaları, petrol istasyonları ve lokantalar bulunduğunu, … ilçesine çok yakın olduğundan çevresi arsa şeklinde alınıp satıldığını, … İlçe Belediyesi ve … Büyükşehir Belediyesine ait tüm belediye hizmetlerinden yararlanmanın yanı sıra … İlçe Belediyesinin de tüm belediye hizmetlerinden yararlandığını, elektrik, su, telefon gibi alt yapı hizmetleri mevcut olup ulaşım sorunu bulunmadığını, tüm bu özellikler objektif olarak değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın m² birim fiyatın hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen 265,00 TL’nin çok çok üzerinde olduğunu, iş bu dava ile aynı tarihte açılmış ve dava konusu taşınmaza bitişik olan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/973 Esas sayılı dosyasının dava konusu olan 104 ada 580 parsel sayılı taşınmazın m²sine 300,00 TL değer biçilmiş iken dava konusu taşınmazın m²sine 265,00 TL değer biçilmiş olmasının kabul edilebilir olmadığını, dava konusu taşınmazın emsal taşınmaz kadar ve hatta daha değerli bir konumda yer almakta olup dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının hükme esas alınan bilirkişi raporundaki değerin çok üzerinde olduğunu,1983 yılı sonrası el atmalarda harcın tamamlatılması gerektiğini, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu ile çelişerek maktu vekâlet ücretine hükmetmesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, yapımı halen devam eden yola el atma 1983 sonrası olduğundan (2014 yılında ifraz edilip yol olarak ayrıldığından ve yapımına ifraz yılı olan 2014 ‘ten sonra başlanması sebebiyle) nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza 1955 yılında el atıldığını, 221 sayılı Kanun’un 12.01.1961 günü yürürlüğe girdiğinden, davacının dava hakkı 2 sene sonrası olan 13.01.1963 günü sona ermiş olup 09.10.1956 gününden önce el atılan dava konusu taşınmaz yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere dava konusu taşınmaza el atma tarihinin açıkça saptanıp ona göre karar verilmesi gerektiğini, belediye hizmetlerinden faydalansa ve etrafı meskun olsa dahi tarla olarak değerlendirilmesi gerektiğini, arsa olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmaz, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planına göre Dikili Tarım alanında olup ayrıca Bakanlar Kurulu Kararnamesi gereğince arsa vasfı kazanmadığı ve Belediye hizmetlerinden yararlanmadığını, dolayısı ile arsa olarak kabul edilemeyeceğini, emsal taşınmazın 18 inci madde uyarınca imar uygulaması gördüğünü ve davalı taşınmazın ise 18 inci madde uyarınca uygulama görmediğini, ancak buna rağmen raporda yanılgıya düşerek davalı taşınmazın değerini takdir ederken %40 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazın emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı, ancak dava konusu taşınmaza 1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşıldığından maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi ve davalı idare harçtan muaf olduğu halde yargılama giderleri arasında harç yükletilmesi doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesinin kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği gibi tespit edilen m2/tl birim bedeli yönünden kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaz 2942 sayılı Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve aynı bölgeden Dairemiz denetiminden geçerek belirlenen metrekare birim fiyatları uyumlu olarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.