Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/6206 E. 2023/8694 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6206
KARAR NO : 2023/8694
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/594 Esas, 2023/129 Karar
KARAR : Direnme

Taraflar arasındaki4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terikini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiştir.   

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi 956 parsel sayılı taşınmazın 11.080,99 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın pazarlık yolu ile kamulaştırılması konusunda davalı idare ile yapılan görüşmelerde taşınmaza çok düşük kamulaştırma bedeli teklif edildiğinden uzlaşma sağlanamadığını, dava konusu taşınmazın geride kalan kısmının da yararlanmaya elverişli olmadığını, bu nedenle kamulaştırmadan arta kalan kısım bedelinin de mülk sahibine ödenmesini talep ettiklerini, taşınmazın her türlü belediye hizmetlerinden yararlandığını, İzmir -Ankara asfaltına cepheli olduğunu, bu nedenle arsa vasfında olup değerinin emsal karşılaştırması yapılarak, bedelinin rayiç piyasa değerine göre tespiti gerektiğini bildirmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.12.2015 tarihli 2012/385 Esas, 2013/580 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın ve emsalin emlak vergisine göre esas tutulan asgari m² değerinin oranı ile bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmesi gerektiği gibi dava konusu taşınmaza daha yakın konumda ve uygun emsaller bulunabileceği hâlde, dava konusu taşınmaz ile benzer özellikler taşımayan yanıltıcı olma olasılığı yüksek taşınmazı somut emsal olarak değerlendiren bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2015/70 Esas 2018/364 Karar sayılı ilamı ile fark kamulaştırma bedeli bankaya bloke edilmediğinden davanın reddine verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece ilk kararla hüküm altına alınıp, davacı idare tarafından bloke edilen bedel eksik gösterilmek suretiyle fazla fark bedelin bloke ettirilmesi için davacı tarafa süre verildiği, yine 19.04.2018 tarihli celsede ise fark bedel miktarı açıkça belirtilmeden, bakiye bedeli bloke etmesi için davacı idareye kesin süre verildiği ve mahkemece verilen sürelere rağmen belirlenen fark kamulaştırma bedeli bankaya bloke edilmediğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, yatırılması gereken fark bedel miktarı açık ve doğru bir şekilde gösterilerek fark bedeli bloke edilmesi için davacı idareye süre verilmesi gerekirken, fazla fark bedelin bloke ettirilmesinin istenmesi sonucunda bedel bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu gibi, bozma öncesi tespit edilen ve davacı idarece bankaya bloke edilen kamulaştırma bedeli davalı tarafa ödenmiş ise davalılardan faizsiz olarak tahsili ile davacı idareye verilmesine, ödenmemiş ise idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve mahkemece verilen ilk karar ile dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili yapılmış ise idare adına oluşan tapu kaydının iptali ile yeniden davalılar adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2019/389 Esas 2019/661 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.

E.Üçüncü Bozma Kararı
1.İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için 28.11.2019 tarihli oturumda verilen kesin süre içerisinde tespit edilen bedel bloke edilmediğinden ikinci kez 15 günlük süre verilmesi gerekirken, 2942 sayılı Kanun’un 10 ncu maddesine aykırı şekilde bir kez verilen sürede bedel bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi, hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2021/165 Esas 2021/381 Karar sayılı ilamı ile fark kamulaştırma bedeli bankaya bloke edilmediğinden davanın reddine verilmiştir.

G.Dördüncü Bozma Kararı
1.İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Dairemiz bozma ilamı sonrası belirlenen fark kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı idare vekili tarafından karar tarihinden sonra sunulan 22.03.2022 tarihli beyan dilekçesi ve ekte sunulan banka dekontuna göre, karar tarihinden sonra depo kararının yerine getirildiği anlaşıldığından, taraf beyanları ve usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları denetlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2023 tarihli ve 2022/594 Esas 2023/129 Karar sayılı ilamı Dairemizin 2021/165 Esas 2021/381 Karar sayılı bozma ilamına direnilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince yeniden yapılan incelemede; Dairemiz son bozma ilamında davacı idare vekili tarafından karar tarihinden sonra depo kararının yerine getirildiği anlaşıldığından, taraf beyanları gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmesi gerektiğinden, bahisle hükmün bozulduğu ve bozma ilamı sonrası 23.03.2023 tarihli celsede davalılar vekilinin usulune uygun verilen kesin süreler içinde bedel bloke edilmediğinden davanın reddine ilişkin kararda direnilmesini talep ettiği gözetildiğinde davanın reddine dair verilen direnme kararı yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.