Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/5616 E. 2023/7097 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5616
KARAR NO : 2023/7097
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/7 Esas, 2020/473 Karar
KARAR : Direnme

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı … vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedar olduğu Ankara ili, Sincan ilçesi, Sincan Mahallesi 703 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı … tarafından cami yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, taşınmazın Ankara’nın değerli ve tercih edilen semtlerinden birinde yer aldığını ileri sürerek alacağın tam ve kesin olarak belirlenememesi nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL

tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, talebini ıslah ile artırmıştır.

2. Davacılar … ve … vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, Sincan ilçesi, Sincan Mahallesi 703 ada 3 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin hisse sahibi olduğunu, herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan parsel üzerine cami yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını ve herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, daha önce aynı parsel ile ilgili olarak açılan Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/206 Esas sayılı dosyası ile işbu dosyanın birleştirilmesini talep etmiş, talebini ıslah ile artırmıştır.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; cami olarak kullanılan alanın sorumluluğunun Diyanet İşleri Başkanlığında olduğunu, dava konusu alanda müvekkili belediyenin herhangi bir kamulaştırma kararı ve el atması bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2017 tarihli ve 2016/206 Esas, 2017/317 Karar sayılı kararıyla; taşınmaza fiilen el atıldığı sabit olmakla mabetlerin belediyelerin sorumluluğunda bulunduğu, üzerindeki cami ve eklentiler belediye tarafından yapılmamış olsa dahi belediyeye husumet yöneltilmiş olmasının (5216 s.K 7/n, d) isabetli olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığının camilerin ibadete açılması ve din görevlilerinin atanması hususunda yetkili ve görevli olduğu, eldeki davada ilçe belediyesi olan Sincan Belediyesinin mi, yoksa Büyükşehir Belediyesinin mi sorumlu olduğu hususunun çözüme kavuşturulmasının gerektiği, … Caminin bulunduğu … Caddesinin 17 metre genişlikte olup ana arter niteliği taşıdığını, bu nedenle büyükşehirin bütününe yönelik olan cami nedeniyle sorumluluğun davalı … Belediyesinde olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, 171.438,00 TL tazminatın 30.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 703 ada 3 parselde davacıya ait paya ilişkin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, birleştirilen davanın kabulüne, 703 ada 3 parselde … …, … … ve … adına kayıtlı paylara kamulaştırmasız el atma nedeniyle davacı … için 85.719,00 TL ve davacı … için 15.655,00 TL tazminatın 23.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 703 ada 3 parselde davacı … (…) adına kayıtlı paylarla, hissedar … …’dan davacı …’a intikal edecek paya ilişkin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2018/102 Esas, 2018/617 Karar sayılı kararıyla; davaya konu 703 ada 3 parselin imar planında “dini tesis alanı” olarak ayrıldığı, üzerine … Camii, lojman binası, … ve yeşil alan yapılmak suretiyle fiilen el atılmış olduğu, caminin cephe aldığı … Caddesinin genişliği, taşınmazın imar planında dini tesis olarak ayrılması ve planın

uygulanmasından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumlu olduğu gözetilerek husumete yönelik itirazlara itibar edilmemiş olup, taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, bedelin tespitinde esas alınan birim fiyat yerinde görüldüğünden davalı idarenin esasa ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilmediği, ancak asıl davada dava tarihinin 30.06.2016 tarihi olduğu ve faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılar … ve Kezban hisseleri üzerinde bulunan hacizlerin hükmedilen bedele yansıtılması hususunda bir karar verilmemiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilmesi suretiyle asıl davanın kabulüne, 171.438,00 TL tazminatın 30.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılmasına, 703 ada 3 parselde davacıya ait paya ilişkin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, birleştirilen davanın kabulüne, davacı … için 85.719,00 TL ve davacı … için 15.655,00 TL tazminatın 23.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tapu kaydında davacı … payı üzerindeki takyidatların ödeme sırasında bedele yansıtılmasına, 703 ada 3 parselde davacı … (…) adına kayıtlı paylarla, hissedar … Hayrinüssa …’dan davacı …’a intikal edecek paya ilişkin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 7nci maddesinde 12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme uyarınca “mabedlerin” yapım, bakım ve onarım görevi ilçe Belediyelerine ait olduğundan, dava konusu taşınmaz üzerindeki cami ve eklentilerine ilişkin davada büyükşehir belediyesine sorumluluk yüklenemeyeceğinden davalı hakkında açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2020/7 Esas 2020/473 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu caminin, 5216 sayılı Kanuna “mabetler” ibaresi eklenmeden önce yaptırıldığını, bu nedenle müvekkili belediyenin kanuni yükümlülüğünün

bulunmadığını, husumetin Diyanet İşleri Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2004/2858 Esas sayılı ilâmı doğrultusunda davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da, dava konusu alanda müvekkil belediyenin herhangi bir kamulaştırma kararı ve el atmasının bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hüküm kısmının 3 üncü fıkrasında tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, sayın mahkemenin “Hazine” ibaresinde hangi kurumu kastettiğinin anlaşılamadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa … olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 … maddesi

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; Dairemiz denetiminden geçen paydaş dosyası sebebiyle davalı idare dava konusu taşınmazda paydaş haline geldiğinden davalı idareye husumet yöneltilmesinde ve arsa niteliğindeki Ankara ili, Sincan ilçesi, Sincan Mahallesi 703 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanun’un 11 … maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca değerinin tespit edilmesinde ve bir isabetsizlik bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Hükmedilen bedelden davalı idare sorumlu olduğundan iptal edilen tapu kayıtlarının davalı idare adına tescil edilmesi gerekirken Hazine adına tescil edilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve hata kararın direnmeye ilişkin kısmı ile ilgili olmadığından 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) ve (C) harfli bentlerinin (2) numaralı alt bentlerinde yer alan “Hazine” kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine “davalı idare” kelimelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.