Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/555 E. 2023/3985 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/555
KARAR NO : 2023/3985
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 43608 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiilî el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından, taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava konusu taşınmaz hakkında imar planında spor alanı olarak ayrıldığından ve kamulaştırmasız el atıldığından bahiste (aynı taşınmaz, aynı konu ve talep ile) Belediye aleyhine … 2. İdare Mahkemesinin 2015/313 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının iddiasının aksine konusu taşınmaz üzerinde tasarruf hakkı kısıtlanmamış olduğu gibi “basketbol – voleybol alanı” kullanımına dönüştürülen alanın, kamulaştırılması zorunlu alanlardan çıkarılarak maliklerin tasarrufuna bırakıldığını, 84129/4 No.lu Parselasyon Planı ile davacının 687 m² hissesinin daha önceki haline 43608 ada 1 parsele geri döndüğü hususlarının tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın kamu ortaklık payı alanı olarak değerlendirildiğini, imar planındaki kullanımı “Spor Alanı” kullanımında olup ilgili kamu kuramlarınca kamulaştırılması yapılmadan fiilî olarak el atılmasının mümkün olmadığını, her ne kadar yukarıda bahsi geçen şahıs dava dilekçesinde hissedarı olduğu taşınmaz üzerindeki tasarruf haklarının kısıtladığını iddia etse de kamu ortaklık payı parsellerinin fiilî olarak kamulaştırılmadan malikleri tarafından piyasa rayiç değeri üzerinden tapuda alınıp satılabileceğini, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiilen el atmanın olmadığını ve idari yargının görevli olduğunu, taşınmaza yönelik imar planlarının … 2. İdare Mahkemesince iptal edildiğini ve taşınmazın plansız alanda kaldığını, I sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 12 nci bölümünün 359 uncu maddesi uyarınca Sağlık Bakanlığının sorumlu olduğunu ve husumetin bu idareye yöneltilmesi gerektiğini, raporun denetime elverişli olmadığını, emsallerin uygun olmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1996 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planı ve buna bağlı olarak hazırlanan 84129 nolu parselasyon planında “spor alanı” kullanımına ayrıldığı, daha sonra … Büyükşehir Belediye Meclisinin 2013/73 sayılı kararı ile onaylanan plan değişikliği ile taşınmazın “özel spor alanı” kullanımına dönüştürüldüğü, revizyon imar planı değişikliği uyarınca hazırlanan ve Büyükşehir Belediye Meclisinin 2015 yıl ve 2711/6790 sayılı kararı ile onaylanan 84129/3 No.lu parselasyon planı ile taşınmazın 43608 ada 3 ve 4 parsele şuyulandırıldığı ve tapuda tescillerinin sağlandığı, davacıya ait 687/17795 payın düzenleme ortaklık payı kesilmeksizin yeni oluşan 14.295 m² alanlı 43608 ada 3 parselde aynen tescil edildiği; ancak taşınmazın özel spor alanı olarak ayrılmasına dair imar planlarının iptali istemiyle açılan dava sonucunda “1/5000 ölçekli nazım imar planı yapılmadan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesi ile yapılan planların iptaline dair kararın Danıştay denetiminden geçerek 28.01.2021 tarihinde kesinleştiği, idare tarafından geriye dönüşüm işlemlerinin yapılmadığı, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaza fiilen el atılmamış ise de Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı gibi taşınmaza yönelik imar planlarının … 2. İdare Mahkemesince iptal edildiğini ve taşınmazın plansız alanda kaldığından talep olmaksızın kamulaştırma kararı alınmayan özel mülkiyete konu bir alan halini aldığını dava konusu yerin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminata konu olamayacağını, Mahkemenin yanlış ve yersiz değerlendirmesi sonucu hem davacının sebebsiz zenginleşmesine hem de idareyi kamu zararına uğratacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 1 inci maddesi ve 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile Ek Madde 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi.

5. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dosya içinde yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza imar planında ayrılma amacına uygun fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1996 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planı kapsamında “Spor Alanı” kullanımında iken … Büyükşehir Belediye Meclisinin 10.01.2013 tarihli ve 73 sayılı kararı ile onaylanan plan değişikliği ile taşınmazın “Özel Spor Alanı” kullanımına dönüştürüldüğü, revizyon imar planı değişikliği uyarınca hazırlanan ve Büyükşehir Belediye Meclisinin 03.12.2015 tarihli ve 2711/6790 sayılı kararı ile onaylanan 84129/3 No.lu parselasyon planı ile taşınmazın 43608 ada 3 ve 4 parsele şuyulandırıldığı ve tapuda tescillerin sağlandığı, davacıya ait 687/17795 payın düzenleme ortaklık payı kesilmeksizin yeni oluşan 14.295 m² alanlı 43608 ada 3 parselde aynen tescil edildiği; ancak, imar planı değişikliklerinin İdare Mahkemesinin kesinleşen kararı ile iptal edildiği, idare tarafından geriye dönüşüm işlemlerinin yapılmadığı anlaşılmıştır.

4. Buna göre; ” Spor Alanı ” kullanımına yönelik 1996 tarihli imar planının halen ayakta olduğu ve … 2. İdare Mahkemesinin 2019/1793 Esas, 2020/842 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen imar planı değişikliğinin Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünün talepleri uygun görülerek taşınmazın imar planında kullanım amacının ”Özel Spor Alanı” olarak değiştirildiği de dikkate alındığında sorumluluğun davalı idarede bulunduğunun kabulü ile taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

6. 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’nun 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 4 ile ”Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” hükmü ve 6ıncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geciçi 18 inci maddesi ile” Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3 üncü maddesine eklenen ikinci fıkra, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesinde olanlar dâhil görülmekte olan davalar ile yargılamanın iadesi davaları hakkında da uygulanır.” hükmü getirildiğinden maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/ 598 Esas, 2021/882 Karar sayılı kararının hüküm fıkrsının harçla ilgili (6) nolu bendinin tümü ile hükümden çıkarılmasına, yerine ”Alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin ve ıslah harcı toplamından mahsubu ile bakiye 15.062,50 TL harcın talep halinde yatırana iadesine, 59,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.