Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/4702 E. 2023/8115 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4702
KARAR NO : 2023/8115
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/519 Esas, 2022/562 Karar

I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR
A. Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2022 Tarihli ve 2019/213 Esas, 2022/192 Karar Sayılı Kararı
Taraflar arasında profesyonel futbolcu sözleşmesi bulunduğu ve davacının sporcu (futbolcu) olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafça, davalı kulüp ile aralarında imzalanan profesyonel futbolcu sözleşmesi kapsamında düzenlenen 22.07.2019 tarihli protokolden kaynaklanan alacağın davalıdan tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline karar verilmesinin istendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, davacının profesyonel sporcu (futbolcu) olduğu, hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalıştığının anlaşıldığı, her ne kadar 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının g bendindeki istisna uyarınca, sporcu ile kulübü arasındaki alacaklar ile ilgili uyuşmazlıkta 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması imkânı bulunmamakta ise de, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının a bendindeki düzenleme ile iş mahkemelerinin görev alanı genişletilerek, 4857 sayılı Kanun kapsamında olmayıp 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümlerindeki hizmet sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkların da iş mahkemelerinde görüleceğinin hükme bağlandığı, davacı ile davalı arasındaki futbolcu sözleşmesi, 4857 sayılı Kanun kapsamında bir sözleşme olmamakla birlikte, 6098 sayılı Kanun ikinci kısmının altıncı bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğundan, 7036 sayılı Kanun uyarınca bu tür sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

B. Diyarbakır 2. İş Mahkemesinin 21.11.2022 Tarihli ve 2022/519 Esas, 2022/562 Karar Sayılı Kararı
Davacı ile davalı arasındaki futbolcu sözleşmesi, 4857 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının g bendi uyarınca İş Kanunu kapsamında bir sözleşme olmamakla birlikte, 6098 sayılı Kanun’un ikinci kısmının altıncı bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu ve 7036 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme iş mahkemeleri ise de, huzurdaki davanın 7036 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden önce 15.01.2015 tarihinde açıldığı, görev kurallarının davanın açıldığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

II. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, futbolcu sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen ücret alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada görevli mahkemenin neresi olacağına ilişkindir.

B. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun’un 1 inci ve 4 üncü maddeleri

2. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (5521 sayılı Kanun) 1 inci maddesi

3. 7036 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi

C. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir.

2. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava iş mahkemesi sıfatıyla açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından verilecek bir ara kararı ile davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakmaya devam olunur. Davanın, İş Kanunu kapsamı dışında kalması halinde, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddi ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.

3. 5521 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi uyarınca, 5521 sayılı Kanun’a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya 5521 sayılı Kanun’a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının g bendi uyarınca, sporcular hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.

4. Sporcular, kulüplerinin (işverenlerinin) gösterdiği yerlerde tespit edilmiş çalışma saatlerine tâbi olarak ve işverenin emir ve gözetimi altında antrenman ve müsabakalar yaptıkları ve karşılığında önceden kararlaştırılmış bir ücret aldıklarına göre, kulüpleri ile bağları iş sözleşmesine dayanmaktadır. Faaliyetin sporla ilgili oluşu sporcu ile kulüp arasındaki bağın iş ilişkisi sayılmasına engel oluşturmaz. Federasyon ile kulüp, federasyon ile hakem, sporcu, teknik direktör, antrenör, idareci ve benzeri spor elemanları ile kulüpler arasında çıkan uyuşmazlıklar için federasyonun kendi özel yasalarında veya hukuk talimatlarında özel kurullar ve tahkim şartı benimsenmiştir. Bu nedenle sporcu, antrenör gibi kimselerin işverenleri olan kulüplerle ilgili uyuşmazlıklarda öncelikle bağlı olduğu federasyonun kurullarına başvurması gerekmektedir. Spor, kişisel veya toplu oyunlar biçimde yapılan genellikle yarışmaya yol açan bir takım kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü olarak tanımlanabilir. Buna göre sporcu, sporla uğraşan, aktif olarak içinde yer alan, yarışan, maç yapan kişidir. Antrenör, sahip olduğu bilgiyi bilim ışığında sporcunun başarısı için kullanan, bu bilgileri spor becerileri ve stratejisi ile birleştiren kişidir. Teknik direktör ise eğitim sonucu aldığı teknik bilgileri sporcunun ve doğal olarak çalıştırdığı takımın başarısı için ortaya koyan, bu bilgileri strateji ve eğitici kimliğini kullanarak spor becerileriyle birleştiren ve bunları antrenör ve yardımcıları aracılığı ile uygulatan, eğiten, bu anlamda direktif veren kişidir.

5. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün, 11-10 sayılı ve 10.05.1974 gün, 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına düzenlenen hükümlerin, işçiler yararına yorumlanması asıldır. Yukarıdaki tanımlar ve içtihadı birleştirme kararları ışığında, sporla doğrudan uğraşan sporcunun İş Kanunu kapsamında kalmadığı açıktır.

6. Ancak, doğrudan aktif spor yapmayan, sporcuyu aktif spor yapması için hazırlayan antrenör ile aktif görevi daha çok direktif vermek olan ve takımı başarıya ulaştırma görevi de bulunan teknik direktörün sporcu sayılmaması ve İş Kanunu kapsamında bir işçi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle antrenör veya teknik direktör ile kulüpleri işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarının iş mahkemesinde görülmesi gerekir.

7. İş güvencesine yönelik hükümler dışında, İş Kanunu’nda işçilik alacakları ile ilgili olarak tahkim yoluna gidilmesine yönelik bir düzenleme olmadığından, antrenör veya teknik direktör ile işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için, bu kişilerin bağlı bulundukları federasyonun yönetmelik veya genelgelerinde özel hukuk veya tahkim kurulunun öngörülmesi iş mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz. Gerek özel hakem, gerekse genel mahkemelerde görülen sporcu ile kulübü arasındaki alacaklara ilişkin uyuşmazlıklarda, 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Ancak antrenör, teknik direktör, idareci, masör ve benzeri elemanlar ile kulüpleri arasında çıkan uyuşmazlıklarda, özel yasal düzenlemeler dışında İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.

8. Somut uyuşmazlıkta; davacının sporcu olduğu tartışma konusu olmayıp, davanın 7036 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden önce 19.01.2015 tarihinde açıldığı ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Kanun hükümleri gereğince genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşıldığından, davanın Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.