Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/405 E. 2023/8086 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/405
KARAR NO : 2023/8086
KARAR TARİHİ : 28.09.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2686 Esas, 2022/3330 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/104 Esas, 2018/445 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, … ilçesi, … Mahallesi 528 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 528 parsel için kıymet takdir komisyonu tarafından hesaplanan kamulaştırma bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fark olduğundan müvekillerinin uzlaşmada teklif edilen bedeli kabul etmediğini, dava konusu taşınmazın bir kısmının kapama zeytinlik bahçesi, bir kısmının kapama bağ olduğunu, kalan kısımda ise sebze meyve yetiştirilmekte olduğunu, kıymet takdir komisyonu raporunda sayılmayan ağaçların olduğunu, ayrıca taşınmazda 6 adet kuyu bulunduğunu, söz konusu tarladaki ürünlerin verim ve gelir açısından zengin olduğunu ve sulu tarım yapıldığını, kıymet takdir komisyonu raporunda bu hususların gözardı edildiğini taşınmazın ilçeye ve … Mahallesine yakın mesafede oluşu ve etrafındaki yapılaşma nedeniyle yakın zamanla imarlı arsa vasfında bir taşınmaza dönüşme ihtimalinin olduğunu, … Mahallesinin alt yapı ve üst yapı bakımından oldukça gelişmiş olduğunu, ulaşım sorunun olmadığını, su ve elektrik gibi her türlü hizmetlerden yararlanabilir konumda olduğunu, üzerindeki ağaçların verimi ve getirisinin yüksek olduğunu belirterek, gerçek değerinin tespitini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda değişen masraflar toplamının dikkate alınmadığını, sulu tarımın alt yapısı bulunmadığını, keşif nedeniyle hazırlık yapılarak sulu tarım sonucuna ulaşıldığını belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kamulaştırma bedeli tespit edilirken eksik ve yanlış bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, objektif değer artışı uygulanmamasının yerinde olmadığını, sofralık zeytinin sulu tarımda ortalama verimi 600 kg iken hükme esas raporda daha düşük verim alındığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kamulaştırma bedeline davanın açıldığı tarihten 4 ay sonraki 03.07.2016 tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar faiz işlemesi gerektiğini, 2016 yılı verilerine göre ekonomik olarak zarar edilen buğday ürününün sulu tarımda münavebeye alınmasının doğru olmadığını, taşınmazın değeri hesaplanırken üretim masraflarının yüksek alındığını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olamayacağı konusunda Yargıtayın yerleşik bir çok kararı bulunduğunu, tüm bu nedenlerle taşınmazın gerçek kamulaştırma bedelinden uzaklaşılarak düşük bedel tespit edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kapama zeytinlik olan kısmının değeri hesaplanırken zeytin ürününün var yılı yok yılı yaşayan ürün olması nedeniyle net gelirin hesaplanmasında verimin iki yılın ortalaması esas alınarak ve brüt gelirin 1/3’ünün altında olduğuna dikkat edilmeden belirlenmesi, kapama bağ hesaplamasında yaş üzümün 2016 yılı verilerinin esas alınmadan belirlenmesi, arazi hesaplamasında kavun ürünü için cetvelde yer alan üretim giderinin, brüt gelirin %50’sinin üstünde olduğu, bu hali ile ekonomik tarımdan bahsedilemeyeceğinden üretim giderinin brüt gelirin 1/3’ü alınması gerektiğinin dikkate alınmadığı, taşınmaza sulu niteliğini kazandıran kuyuların değerinin eklenmesi ve aynı kamulaştırma kapsamında aynı gün açılan davalarda objektif değer artışının %20 olarak uygulandığı ve Yargıtay denetiminden geçtiği gözetilmeden kamulaştırma bedelinin tespiti yerinde görülmediğinden yeniden yapılan hesaplama neticesinde belirlenen fark bedelin depo ettirilerek, ayrıca davacı idare lehine vekâlet ücretinin kaldırılması, faiz bitiş tarihi ve derhal ödeme yönünden de kamu düzeni gereği istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kısmen kapama bağ, kısmen zeytinlik ve kısmen arazi niteliğindeki dava konusu Manisa ili, … ilçesi, … Mahallesi 528 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine, bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri göz önünde tutulduğunda Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen oranda objektif değer artışı uygulanmak suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak bedelinin tespitine ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.