Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/4006 E. 2023/8605 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4006
KARAR NO : 2023/8605
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/373 Esas, 2023/223 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ezine Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/214 Esas, 2019/104 Karar

Taraflar arasındaki toplu yapıya geçmemiş sitede genel kurul kararının iptali davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Davacı vekilinin hükmü temyiz etmesi üzerine ilgili Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, 06.03.2023 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olduğundan bahisle davacının temyiz başvurusunun reddine karar vermiştir.

Verilen ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, dava konusu uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulamasından doğan ve aynî haklara ilişkin olmayan işlerden olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz yolu kapalı olarak karar verildiği gerekçesiyle davacının temyiz talebinin 6100 sayılı Kanun’un 346 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine” karar verilmişse de, dava toplu yapıya geçmemiş sitede genel kurul kararının iptali davası olup 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilen kararlardandır.

Bu nedenle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 06.03.2023 tarihli davacının temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılması gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek karar kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … toplu yapısının Ezine ilçesi, … köyü 1379-1380 ve 1381 sayılı parseller üzerinde kurulu bulunduğunu, 08.05.2008 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında toplu yapı yönetim planı kabul edilerek tapuya tescil edildiğini, o tarihten beri toplu yapıda 634 sayılı Kanun hükümleri uygulandığını, sitede iskan alındığını, kat mülkiyetine geçildiğini, toplu yapı yönetimine geçilmediğine ilişkin Yargıtay Kararı bildirildiği hâlde, Toplu Yapı Yönetimi görevine devam edildiğini ve iptalini talep ettikleri 09.07.2016 tarihli kat malikleri kurulu toplantısının düzenlediğini, kat maliki olduğu halde toplantıya çağrılmadığını, bu toplantıya katılmadığını, yapılan bu toplantıda sitede toplu yapı yönetimine geçilmesi ile ilgili gündem maddesi konulmadığını, Yargıtay kararı ile toplu yapı yönetimine geçilmediği tespit edildiği halde 09.07.2016 tarihinde yapılmış bulunan Kat Malikleri Kurulu toplantısında alınan tüm kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu, bu toplantıda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini, sitede toplu yapı yönetimine geçilmediğinden, kararların iptali davasında kat mülkiyeti hükümleri uygulanamayacağını, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekir, davada bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olmadığını, bu davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, söze konu Yargıtay kararı gereği sitede Toplu Yapı Yönetimine geçilmediğini, salt bu nedenle 09.07.2016 tarihli genel kurul kararlarının tamamının yok hükmünde olduğunu, 634 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması halinde de yönetici ve denetçi seçimleri Kanun’un emredici hükümlerine aykırı olduğundan iptali gerekeceğini her iki durumda da sitenin yönetimsiz kalacağını, yetkisiz ve geçersiz yöneticilerin yeni toplantıya davet etmesi ve toplu yapı yönetimine geçis işlemlerini yürütmesinin de Kanun ve usule aykırı olduğunu, bu nedenlerle sitede toplu yapı yönetimine geçiş işlemlerini yürütmek üzere yönetimin, tüzel kişiliği devam eden ve merkezi aynı yerde bulunan Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … ve Konut Yapı Kooperatifine verilmesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 634 sayılı Kanun’un 66 ve devamı maddelerinde 2007 yılında yapılan düzenlemelerle birden fazla parsel üzerinde kurulu sitelerde toplu yapı yönetimine geçilmesi imkanı getirildiğini, … Sitesi’nin de 10.05.2008 tarihinde yapılan kat malikleri toplantısı ile sitenin toplu yapı yönetimine geçilmesine yönelik yönetim planı oybirliği ile kabul edildiğini, ardından noterde onaylandığını ve tapu müdürlüğüne sunulduğunu, bu koşullar altında … Toplu Yapı Yönetiminin meşruiyetini sorgulamak mümkün olmadığını toplu yapı yönetim planında bizzat davacının da imzası olduğunu, davacının sunduğu Yargıtay Kararına konu yargılamada toplu yapı yönetimi planı dosyaya sunulmadığı için böyle bir karar çıktığını, veya yargılamaya konu borç 2008 öncesine dair olduğundan ve o tarih itibarıyla toplu yapı kavramı olmadığından böyle bir karar çıktığını, … Sitesi kanun değişikliğinden sonra oy birliği ile toplu yapı yönetim planını onayladığını, noter ve tapuda gerekli tüm işlemleri yaparak siteyi toplu yapı yönetimine geçirdiğini, davalı … yönetimindeki tüm konutların kat mülkiyetine geçtiğini ve yapı kullanma izin belgeleri de alındığını, bu nedenle de toplu yapı yönetimi 634 sayılı Kanun’a tabi olduğunu, bir an sitenin toplu yapı yönetimine geçmediği düşünülse bile oybirliği ile kabul edilen yönetim planı kat malikleri arasındaki sözleşme gibi değerlendirilmesi gerektiğini, bu sözleşmeye göre de kat maliklerinin genel kurul toplantısı yapmalarında ve site sorunlarının çözümüne yönelik kat maliklerini bağlayıcı karar almalarında hukuki yönden sakınca olmadığını, bu nedenle de genel kurul kararının iptalinin mümkün olmadığını, 634 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesine göre yönetim planını hazırlamak için mevcut yönetim görevine devam edebileceğini, davacının genel kurula çağrılmadığını iddia ettiğini ancak kendisine genel kurul çağrı yazısı gönderildiğini, davacının bu nedenle dava açma hakkı olmadığını, davacının daha önceki yıllarda da genel kurula katılmış, söz alarak çeşitli tavsiyelerde bulunduğunu, bu genel kurul kararlarına da itiraz etmediğini, davalı site Toplu Yapı niteliğinde olduğundan, genel kurul kararının iptali davası 634 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi gereğince ancak Ezine Sulh Hukuk mahkemesinde görülebileceğini bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Toplu Yapısı’nın üç ayrı parsel üzerinde kurulu olduğunu, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin kararı ile toplu yapı yönetimine geçilmediğinin belirlendiğini, 10.05.2008 tarihli kat malikleri kurulunda alınan kararların iptal edildiğini ve bunun Yargıtay tarafından onandığını, ilgili Yargıtay kararında belirtilen tapuya işlenmiş yönetim planının ilk kat irtifakı kuruluşu sırasında sunulan yönetim planı olduğunu, yönetici seçimi ve genel kurul toplantısında alınan kararların kat malikleri tarafından imzalanmamış olmasının toplantının iptalini gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kat malikleri kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davacı tarafın 09.07.2016 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan kararların iptalini istediği anlaşılmaktadır.

3.Dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerine kurulu olup 634 sayılı Kanun uyarınca toplu yapıya geçmediği, sitenin üzerine kurulu olduğu parsellere ait yönetim planlarında birlikte yönetime ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, 09.07.2016 tarihli toplantının usulüne uygun olup olmadığının tespitinde genel hükümlerin yanı sıra her bir parsel yönünden kat mülkiyetine geçilmiş olması nedeniyle 634 sayılı Kanun ve tapu kaydında işlenmiş olan 27.05.2008 tarihli yönetim planındaki hükümlerin kıyasen uygulanmasına karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi