Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/3800 E. 2023/8558 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3800
KARAR NO : 2023/8558
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/30 Esas, 2023/80 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/151 Esas, 2022/755 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, … ilçesi, … Mahallesinde tapuya kayıtlı 228 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarım arazilerinin son derece kıymetli olduğu bir bölgede yer aldığını, davacı idarece satın alma için teklif edilen taşınmaz ve meyve ağaçlarına ilişkin bedellerin piyasa rayiç bedelinin çok altında olduğunu, dava konusu taşınmazın başında yapılacak keşif esnasında özellikle bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığının görüleceğini, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesi gerektiğini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değerler üzerinden hesaplanmasını talep ettiğini, ayrıca ekonomik anlamda çiftçinin tamamen toprağa bağlı oluşu, tarım arazilerinin azlığı ve nitelikleri dikkate alındığında yöreye uygun kapitalizasyon değerinin tespiti ile hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metre kareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiği, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan, verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, hükmün 4 üncü bendinde T.C Ziraat Bankası … Şubesine depo edilen kamulaştırma bedelinin davalının müracaatı halinde derhal ödenmesine, bu hususta Ziraat Bankası … Şubesine müzekkere yazılmasına” karar verildiği halde hükmün 3 üncü bendinde “Kamulaştırma bedelinin 4.215,46-TL’sinin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine” karar verilerek çelişki yaratılması, işletilecek yasal faizin başlangıç tarihinin 20.12.2016 olması gerekirken hatalı olarak 19.08.2016 olarak gösterilmesi ve Dairenin kaldırma kararı sonrasında oluşan ve depo ettirilen bakiye 4.215,46 TL kamulaştırma bedeline de 20.12.2016 tarihinden 11.10.2022 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken faizin 12.02.2018 tarihinden başlatılmasına ve davacı idare harçtan muaf tutulduğundan yatırılan harcın iadesine ilişkin hüküm yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmaz üzerinde yapının bulunmadığı tespit edilmiştir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Davacı idare vekili tarafından fazla depo edilen bedel olmasına rağmen fazla depo edilen bedelin iadesine ilişkin hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak “Davacı kurum tarafından depo edilen 49.467,59 TL bedelden, kamulaştırma bedeli olan 45.468,04 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 3999,55 TL bedelin, davalı tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.