Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/364 E. 2023/7098 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/364
KARAR NO : 2023/7098
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/38 Esas, 2022/243 Karar
KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı … Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu Uşak ili, … ilçesi, … köyü 499 parsel sayılı taşınmazın mera içerisinde kaldığından tapu kaydının kısmen iptal edildiğini, kesinleşen mahkeme kararıyla müvekkilinin zarara uğradığını belirterek hesaplanacak tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesine özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.10.2007 tarihli ve 2007/240 Esas, 2007/278 Kararr sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.10.2007 tarihli ve 2007/240 Esas, 2007/278 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; idari yargının görevli olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 18.06.2009 tarihli ve 2009/103 Esas, 2009/51 Karar sayılı kararı ile yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle dava dilekçisinin reddine karar verilmiş, dosya idare mahkemesine gönderilmiştir.

C. Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı
İdare mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesinin 03.10.2011 tarihli ve 2011/85 Esas, 2011/185 Karar sayılı kararı ile adli yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 25.06.2013 tarihli ve 2012/25 Esas, 2013/291 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 25.06.2013 tarihli ve 2012/25 Esas, 2013/291 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; hükme esas alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, değerlendirme tarihi olan 16.07.2007 tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın arsa vasfında olup olmadığı araştırılıp öyle ise emsal karşılaştırması ile değil ise net gelir metoduna göre değer biçilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar
Mahkemenin 29.06.2017 tarihli ve 2014/386 Esas, 2017/305 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

G. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 29.06.2017 tarihli ve 2014/386 Esas, 2017/305 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; arazi nitelikli taşınmaz için kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak uygulanması, sermaye faizi, genel idarecilik giderleri vb. masraf kalamlerinin hesaplamaya dahil edilmemesi, objektif değer artışı uygulanması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı ile ek rapor istendiğini, bilirkişilerden birisinin ölmesi diğerinin ise şehir dışına gitmesi nedeniyle oluşturulan başka heyet tarafından ek rapor düzenlendiğini, mahkemece karar tarihine kadar taşınmazın niteliğinde, çevresinde olan değişikliklerin dikkate alınması gerektiğini ancak yapılmadığını, dava konusu taşınmazın belediye sınırları içinde olduğunu, denkleştirici adalet ilkesine göre değer biçilmesi gerektiğini, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın bir zararının bulunmadığını, devletin sorumluluğuna karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kayıtlarındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından … bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan … duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel … sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Uşak ili, … ilçesi, Muharremşah köyü, 499 (yeni 251 ada 8) parsel sayılı 21347,41 m² yüzölçümlü arazi vasıflı taşınmazın 11320 m²lik kısmının Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/435 Esas, 2006/174 Karar sayılı ilamı ile davacı adına olan tapu kaydının iptaline ve mera niteliğiyle mera siciline kaydına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 22.02.2007 tarihinde onandığı, süresi için karar düzeltme talep edilmediğinden kesinleştiği, eldeki davanın ise 16.07.2007 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak biçilmesinde, taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.