Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/3538 E. 2023/9038 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3538
KARAR NO : 2023/9038
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3754 Esas, 2023/304 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/16 Esas, 2021/324 Karar

Taraflar arasındaki icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, Bornova ilçesi, … Mahallesi 22214 ada 9 (eski … Mahallesi 89 parsel) parsel sayılı taşınmazın, davalı idarece 528,59 m²si hakkında kamulaştırma işlemine başlandığı, anlaşma sağlanamadığı, Karayolları Genel Müdürlüğünün eski malik aleyhine taşınmazın … adına tapuya tescili ve yol olarak terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiğini, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/100 Esas, 2013/392 Karar sayılı ilamı ile dava tarihi itibarıyla değerinin 252.666,02 TL olarak tespit edildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin düzelterek onama kararı ile kararın onandığını, karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verdiği, Mahkemece kararın bozulmasından önce depo edilen 252.666,02 TL tutarındaki miktarın mahsubu ile kalan 258.709,38 TL tutarın depo edilmesine karar verildiğini, ancak davalı idare tarafından depo edilmediğini, davacı şirketin taşınmazı 12.06.2020 tarihinde satın aldığını, bozma kararı ile alacak hakkının doğduğunu, vaki icra takibine yapılan itirazın iptali ve duran icra takibinin kaldığı yerden devamına karar verilmesine, asıl alacağa faiz yürütülmesine, kötü niyetli olarak icra takibine mevcut belge ve ilamlara rağmen itiraz edilmesi nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ilamsız icra takibi yapamayacağını, belirtilen davada kamulaştırma bedelinin belirli olmadığını, istinaf ve temyiz aşamalarının olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin tespiti istemli davada davalı idarenin depo kararını yerine getirmediğini, ödemenin yapılmadığını, bu durumun mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, dava sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet verildiğinden aleyhe yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi kararının doğru olduğunu, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine göre yapılacak yargısal süreç sonucu belirleneceği, ortada kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kamulaştırma bedelinin bulunmadığını, kamulaştırma bedelinin depo edilmemesi halinde davalı tarafın tescilin yolsuz olduğunu iddia ederek tapu iptal ve tescil davası açmak hakkı bulunduğundan davanın reddine dair mahkeme kararının doğru olduğunu, kamulaştırma talepli davanın 2013 yılından beri devam ettiği ve süreçte dava konusu taşınmazın hak sahibi adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği görüldüğünden, davacının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında Kanun’un belirtildiği şekilde kötü niyetli olmadığından davalı lehine icra kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olması yerinde bulunduğundan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz ve ek beyan dilekçelerinde, bozma ilamı üzerine bakiye istimlak bedelinin dosyaya yatırıldığını, ancak tahakkuk eden faiz ile ilamdan kaynaklanan vekâlet ücreti tahsil edilemediğinden faiz ve vekâlet ücreti yönünden icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar etmek suretiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kamulaştırma bedelinin tespiti istemli davanın halihazırda derdest olduğu, taşınmazın toplam kamulaştırma bedeline ilişkin olarak kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı, davanın kabulü ve bu yöndeki kararın kesinleşmesi halinde tüm kamulaştırma bedelinin depo edilmiş olacağı ve bedelin belirli hale geleceği, davanın reddi ve bu yöndeki kararın kesinleşmesi halinde de tescil hükmünün de kaldırılacağı, fiilen el atmanın bulunması halinde de malik tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davanın açılabileceği hususları gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına da hükmedilmemesi yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.