Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/3510 E. 2023/8609 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3510
KARAR NO : 2023/8609
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/201 Esas, 2022/2261 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/10 Esas, 2020/1242 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hâle getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı site yönetiminde bulunduğu, dava konusu A Blok altındaki işyerinin maliki olduğu, tapu kayıtları ve belediye kayıtlarında 39 m² olduğu görülen davalıya ait işyerinin 65 m² olduğu tespit edildiği, davalının 26 m² A Blok ortak kullanım alanını işgal ettiği sonucuna varıldığından binanın ortak kullanım alanının işgalinin önlenmesi ile eski hale getirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davada aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davaya konu taşınmaza 09.03.2015 tarihi itibarıyla maliki olduğunu, 09.03.2015 tarihi öncesinde davalının davaya konu taşınmazda kiracı olduğunu, davalının ne kiracılık döneminde ne de malik olduğu dönemde taşınmazda açma/genişletme işlemi yapmadığını davanın esastan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne müdahalenin meni ile taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu taşınmaza 09.03.2015 tarihi itibarıyla malik olduğunu, o dönemki yönetim ile müvekkili arasında husumet oluştuğunu, iş bu dava açılmadan önce müvekkilinin plana aykırılıktan haberi dahi olmadığını, taşınmazın genel iskan alınmadan da bu şekliyle müteahhit tarafından tamamlandığını, bu haliyle taşınmaza iskan verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin, taşınmazdaki plana aykırılıkları bilmediği gibi bilmesinin de kendisinden beklenmemesi gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (6100 sayılı Kanun) gerekçeli kararların nasıl yazılması gerektiği açık olmasına rağmen davanın başından itibaren iddia ettikleri hususları değerlendirilmediğini, davacı tarafın müdahalenin meni davasına aktif dava ehliyeti olmamasından dolayı iş bu davanın usulden reddi gerektiğini, öncesinde sundukları dilekçelerindeki talepleri hususunda araştırma yapılmadığını, bilirkişi raporunda “yönetim kurulu başkanı ve yardımcısı tarafından imzalanan kararda” diyerek belirtilmesine rağmen mahkemece gerekçeli kararda bu hususta değerlendirme yapılmadığını, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, o dönem kat maliki olan yöneticinin bu davayı sadece kendisi ve yardımcısının imzasıyla açamayacağı gibi bu eksikliğin giderilmesi ve varsa özellikle kat malikleri tarafından yetkilendirildikleri kararları sunması için yerel mahkemece araştırma yapılmasının gerektiğini, gerek kanun maddelerinde gerekse yer alan Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere dava konusu olayda dava açma hakkının sadece kat maliklerine tanındığını, kat maliki olan yöneticinin ise dava açma yetkisinin bulunmadığını, iş bu sebeplerle site yönetimin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, husumete yönelik itirazların dava aşamasında da ileri sürüldüğünü ancak yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda değerlendirme yapılırken genişletilmenin yapıldığı yerin her ne kadar sığınak olarak belirtilmişse de projede o kısmın sığınak olarak geçmediğini, bu şekliyle dahi hükme esas alınacak bir rapor olmadığının kabul edilmesi gerektiğini ve bu raporun dayanak olduğu kararın kaldırılması gerektiğini, binanın projesinin genel olarak değerlendirilip, sığınağın mevcutta kaç metrekare olduğu, bina metrekaresi baz alındığında sığınağın yeterli olup olmadığı hususları göz önünde bulundurularak taşınmazın durumunun değerlendirilmesi gerektiğini ayrıca müvekkilinin dava dolayısıyla söz konusu aykırılığı öğrendiğinden 2018 yılında imar affından yararlanmak istediğini ve Yapı Kayıt Belgesi aldığını, belgenin duruşma esnasında elden sunulduğunu ancak taraflarınca yapılan incelemede belgenin dosyada mevcut olmadığını görüldüğünü, imar barışının usuli müktesep hakkın istisnası olduğunu, imar barışının usule uygun yapılmış olduğunu ve yapı kayıt belgesi alınmış ise bu hususun derdest davalar yönünden de incelenmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine mesnetsiz açılan dava nedeniyle hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından projeye aykırı imalatların yüklenici tarafından binanın ilk inşası sırasında yapıldığı hususu kanıtlanamadığı gibi, el atmanın önlenmesi yönünden de taşınmazın halen davalının fiili hakimiyeti ve mülkiyetinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda davada taraf sıfatının bulunduğu, projeye aykırılık ve ortak alanlara haksız el atma nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (634 sayılı Kanun) 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde davalının mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.

3.634 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.