Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/34 E. 2023/5215 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/34
KARAR NO : 2023/5215
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 755 ada 4 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin paydaş olduğunu, taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını, … Bölge Adliye 5. Hukuk Dairesinin 2020/475 Esas, 2021/110 Karar sayılı kararı ile dava konusu yer için davacı payına 1.275.321,00 TL el atma tazminatı bedeli belirlendiğini; ancak taleple bağlı kalınarak fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile 843.861,40 TL tazminata hükmedildiğini, bu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021/3805 Esas, 2021/11675 Karar sayılı onama kararı ile kesinleştiğini, bu nedenle ek tazminat bedeli olan 431.459,60 TL TL tazminatın ilk dava tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; davacının, Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/69 Esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu dosyada, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan hesaplamaya istinaden tarafına tazminat ödenmesi istemiyle dava açtığını, Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/475 Esas, 2021/210 Karar sayılı dosyasında yapılan hesaplamanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira hesaplama yapılırken sadece emlak vergi değeri ile düzenleme ortaklık payı kesintisi kriterleri esas alınarak dava konusu taşınmaza değer bulunduğunu, ancak dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın birbirine üstünlük değerlerinin hesaba katılmadığını, dava konusu taşınmazın belediye Başkanlığının kararı ile imar planında eğitim alanı olarak tahsis edildiğini, taşınmazın imar planında okul alanı olarak belirlenmesi ve imar programlarının hazırlanarak imar planlarının uygulanmasının sağlanması 3194 Sayılı İmar Kanunu uyarınca ilgili belediyenin görevi olup imar planının hayata geçirilmemesi ve herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmamasından belediyenin sorumlu olduğunu, davalı olarak kendilerinin gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/475 Esas ve 2021/210 Karar sayılı dosyasındaki hesaplamayı kabul etmediklerini, zira hesaplama yapılırken sadece emlak vergisi değeriyle düzenleme ortaklık payı kesintisi kriterlerinin esas alındığını, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın birbirine üstünlük değerlerinin hesaba katılmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın m² birim fiyatının 3.415,52 TL bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece bu davanın ek dava niteliğinde olduğu gözetilmeden ilk dava tarihinden yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, husumetin imar planını yapan ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, hüküm altına alınan bedelin fahiş olduğunu, davalı kurum harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisil bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olduğunu, Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2019 tarihli ve 2017/69 Esas, 2019/737 Karar sayılı kararının taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 04.02.2021 tarihli 2020/475 Esas, 2021/110 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ve resen gözetilen sebeplerden ötürü İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine karar verildiği, kararda dava konusu … ili, … ilçesi … Mahallesi 755 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacın talep edebileceği tazminat miktarının 1.275.321,00 TL olduğunun tespitinin yapıldığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak alacak miktarının 843.861,40 TL ye yükselttiği, bu nedenle taleple bağlı kalınarak 843.861,40 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verildiği, işbu kararının davalı idare vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.10.2021 tarihli ve 2021/3805 Esas, 2021/11675 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, kararının kesinleştiği, bakiye 431.459,60 TL kamulaştırmasız el atma tazminat bedelinin ilk dava tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinin yerinde olduğu; ancak davacı kurum harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, yerel mahkemece 12.09.2022 tarihli ek kararla da bu hatanın giderilmediği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu bakımdan kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ayrıca faize ıslah tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ek ilk davada saklı tutulan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmi Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Antalya ili, Alanya ilçesi, Saray Mahallesi 755 ada 4 parsel sayılı taşınmaza taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.