Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/3177 E. 2023/6404 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3177
KARAR NO : 2023/6404
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 102 ada 116 parsel sayılı taşınmazda davacı adına olan tapu kaydına davalı idarenin talebi üzerine 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince şerh konulduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkını kısıtlayan, yasal şartları taşımayan, usulsüz ve hatalı olarak konulan bu şerhin terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında davalı kurumun talebi üzerine konulan 31/b şerhinin kamulaştırma işlemlerinin hızlandırılması, dava konusu taşınmazın devrinin önlenmesi, devir yapılırsa satış yapılacak mülk sahibinin durumdan haberdar edilmesi ve gerçekleştirilecek kamulaştırma işlemleri esnasında taşınmazın devri ve benzeri işlemler neticesi kurumun yürütmekte olduğu zorunlu kamu hizmetlerinin kesintiye uğratılmaması amacı taşıdığını, konulan şerhin davalı idare tarafından terkin edildiğini, 2942 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi gereği konulan şerhin şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerhin tapu idaresince resen sicilden silinmesi gerektiğini, kanun düzenlemesinin davalıya herhangi bir takdir yetkisi tanımadığını, tapu müdürlüğünün resen işlem yapması gerektiğini, davalıya sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, davacının iş bu davayı açmakta hukuksal yararı bulunmadığını, yargı yolunun idari yargı olup, husumetin ise İlgili Tapu Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; henüz ön inceleme yapılmadan, müvekkili İdarece dava konusu taşınmaz üzerine konulan 31/b şerhinin terkin edildiğini, şerhin kaldırılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde haksız ve usule aykırı bir şekilde müvekkili idare aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini, şöyle ki davalı şirketin kamu hizmetini yerine getirdiğini, bu kamu hizmet sırasında kamulaştırma işlemi yapılarak taşınmaz sahibine kamulaştırma bedelinin ödendiğini ancak bazı nedenlerle tüm kamulaştırma işlemlerinin yapılamadığını, bu durumda taşınmaz maliklerinin idareye ve/veya mahkemeye başvurması ve gerekli şartları taşıması halinde, tespit edilen bedelin kendilerine ödendiğini, dava ve tescil sürecinde ise bazı hallerde kesinleşen mahkeme kararlarına rağmen kazanılmış hakların uygulanmasının mümkün olmadığını, bu durumların önüne geçmek için idare lehine düzenlenen 2942 sayılı Kanun’un 31/b maddesi çerçevesinde, dava konusu yapılan taşınmazların tapu sicillerine bu şerhlerin konulmasının talep edildiğini, şerhin konulduğu tarihten önce, dava konusu taşınmaz ile ilgili mahkeme nezdinde 2942 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak açılmış bir dava bulunduğunu, ilgili şerhin dava ve tescil işlemleri sonuçlanıncaya kadar konulduğunu, ilgili yazı gereği mahkeme kararı sonucu tescil işlemleri gerçekleştiğinde herhangi bir süreye tabi olmayan şerhin tapu müdürlüğü tarafından re’sen kaldırılmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte şerhin uzun bir süre kaldırılmaması halinde dava konusu edilebileceğini, bu sürenin en az 2 yıl olarak kabul etmek gerektiğini, dava konusu şerhin konulmasından itibaren geçen sürenin 2 yılın çok altında olduğunu, idareye yapılacak bir başvuru ile de şerhin kaldırılması mümkün olduğu halde, davacı tarafından açılan davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, talebin idari yargıda görülmesi gerektiğini, şerhin kaldırılması için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu şerhin davalı talebi üzerine tapu kaydına uygulanmasından önce davacının davalı idare aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talepli dava açtığı, bu davanın haksız fiilden kaynaklanan bir dava olup, davacıya verilen tazminatın kamulaştırma bedeli değil, haksız el atmanın karşılığı olan tazminat olduğu, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin yerleşmiş uygulamalarına göre (Örneğin Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2010/12314 Esas, 2010/19634 Karar, 2010/6215 Esas, 2010/12195 Karar, 2013/11642 Esas, 2013/18079 Karar, 2021/1365 Esas, 2021/10357 Karar sayılı ilamları) 2942 sayılı Kanun’un yalnızca taşınmazlara değer biçilmesine ilişkin hükümlerinin kıyas yoluyla uygulandığı ancak usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılması halinde uygulama olanağı olan Kanun’un 31/b maddesinin bu tür davalarda kıyas yoluyla uygulanamayacağı, taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalı idare lehine irtifak hakkı tesis edilmesi halinde, tesis edilen irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi yerine, 2942 sayılı Kanun’un 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhinin konulmasının maddenin düzenleme amacına uygun düşmediği, bu nedenle dava konusu şerhin kaldırılması gerektiği anlaşılmış, açıklanan sebeplerle yerel mahkemece şerhin terkinine karar verilmesinde, davalının yargılama giderlerinden vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında ve miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği; buna karşın gider avansının iadesi ve yeni oluşan tapu kaydına göre hüküm kurulmasına ilişkin hükümler yönünden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden alınması gereken 886,80 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 706.90 TL harcın mahsubu ile bakiye 179.90 TL harcın alınmasına, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.