Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2023/3054 E. 2023/8710 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3054
KARAR NO : 2023/8710
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1621 Esas, 2022/1527 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/1067 Esas, 2022/683 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesi 7452 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının … tarafından açılan dava sonucunda orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini beyan ederek, uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, talebin Hazineye karşı yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle de reddine karar verilmesini, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci tanımlanan şartların oluşmadığını ve 1007 nci maddesi uyarınca doğan bir zarardan söz edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı … Hazinesinden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın vasfının orman olması ve bir kısmının yolda kalması nedenleriyle zaten mülkiyete elverişli olmayan bu taşınmaza dair oluşturulan tapu kaydının zaten baştan itibaren geçersiz olacağını, bu nedenle de ortada geçerli bir tapu olmadığı düşünülürse iptal hükmünün sadece bir tespit niteliği taşıyacağını, bu sebeple 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin şartları gerçekleşmediği için davanın esastan reddinin gerektiğini, hükmedilen faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın en baştan orman olduğunu ve bundan ötürü Hazine taşınmazı olması sebebiyle tapunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu ilamlara göre 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesindeki sorumluluk şartlarından olan illiyet bağının davada olmadığını, aslı orman olup en başından Hazine taşınmazı olan dava konusu taşınmazın yolsuz tescil niteliğinde olan tapusunun iptal edildiğini ve Hazine adına tesciline karar verildiğini, mevzuata göre ormanların zaten özel mülkiyete elverişli olmadığını, davalı idarenin dava konusu olayda herhangi bir kusurunun ve dolayısıyla sorumluluğunun olmadığını, bilirkişi raporunda emsal seçilen taşınmazın yoğun yerleşim içinde olup belediye hizmetlerinden yararlandığını, ancak dava konusu taşınmazın yerleşim yerlerinden uzak, tepelik yerde, taşlık ve çalılık halde olduğunu, taşınmazın büyük kısmının da yolda kaldığını, bu sebeple seçilen emsalin kıyasen uygulanmasının doğru olmadığını, anılan sebeplerle taşınmazın bedelinin fahiş hesaplandığını, hükmedilecek vekâlet ücretinin maktu olması gerektiğini, hal böyle iken nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/266 Esas, 2011/336 Karar sayılı dosyasında tapu kaydının iptaline ve orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının 09.11.2018 tarihinde dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 200.000 TL’den aşağı olmamak üzere keşfen belirlenecek değer üzerinden dava açtığı, yargılama sırasında taşınmazın değerinin kesinleşme tarihi itibarıyla 448.175,00 TL olarak belirlendiği ve bu değer üzerinden eksik harcın tamamlandığı ve değerleme tarihi yönünden kararın davacı tarafça istinaf edilmediği, arsa niteliğinde olduğu belirlenen taşınmaza yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, belirsiz alacak niteliğinde açılan eldeki davada alacağın tamamı için zamanaşımının baştan itibaren kesildiği, bu nedenle arttırılan değerin de zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının dava konusu taşınmazı 2001 yılında üzerinde herhangi bir şerh olmaksızın satın alınarak malik olduğu, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan karşı dava sonucunda, Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/266 Esas, 2011/336 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 09.11.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3.Dosya içindeki bilgi ve belgelere, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yazılı gerekçelere ve dava konusu taşınmazın konumu dikkate alındığında dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile dava konusu taşınmaza emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.